"Hayal peşinde koşmak, gençliği tüketmektir!"
Saçları altın sarısı renginde, muntazam taranmış eksiksiz ve genç görünümdedir. Sarışın olduğundan kendisine "Sar Mustafa Kemal", " Sar Yüzbaşı", "Sarı Bey", "Sarı Paşa" gibi adlar da takılmıştı. Atatürk, Cumhuriyet'ten sonra bıyıklarını kesmiş ve bir daha da bıyık bırakmamıştır. Bıyığı sevmediğini bazı konuşmalarında ifade etmiştir: Arkadaşlarından biri; "Paşam! Niçin bıyıklarınızı kestiniz?" diye sorduğunda O: "Avrupalılar bizi palabıyıklı, koca kulaklı ve belinde kamalı olarak tanıyorlar ve eserlerinde de böyle tasvir ediyorlar. Onların bu yanlış düşüncelerini değiştirmek maksadıyle bıyıklarımı kestim. Bundan böyle palabıyıklı Türk görmeyeceklerdir," diye cevap verir. Fakat Atatürk, bıyık bırakan yakınlarına hiçbir şey söylememiştir.
Sayfa 17 - Güven KitabeviKitabı okudu
Reklam
Sarı paşam, Mustafa Kemalim...
Kim, hangi kahraman çıkacak da bu askere ümit ve kuvvet verecek ve silahları düşmanla­rın elinden alıp bu askerle savaş edecek? Ve hepsinden ağır şart olmak üzere dört tarafımızı sarmış bütün bu kat kat düşmanlara galip gelecek?
Sayfa 18 - Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları Türk Edebiyatı Klâsikleri Dizisi 39Kitabı okudu
Meclis, Mustafa Kemal’e başkumandanlık yetkisi verirken iki motif dikkat çekiyor: Mustafa Kemal’i sevenler, ona güvenenler, “bu insan bunu yapabilir,” diyorlardı. Mustafa Kemal’i sevmeyenler, ondan kurtulmak isteyenler ise, “Şu adam bütün mesuliyeti alsın, başarısız olsun da biz bunu asalım” derdindeydiler. Atatürk bütün bunların farkındadır ve
BULUT Bulut susaya varınca Fincan gibi gözleri Köpüklü ağzı Havada kuyruğu Örülmüş yelesiyle tel tel Nasip burası deyip durdu
Sayfa 155 - Karga İle Tilki - Birinci Basım: Aralık 1954, İstanbul, Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Atatürk, trenle Ankara'ya döndüğünde, şehirdeki tek otomobil olan sarı renk, Ford marka arabasına binip Çankaya'ya giderken karşıdan bir fayton geldiğini görür. İçinde Hamdullah Suphi Tanrıöver, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Meclis Başkanı Sekreteri Ruşen Eşref Ünaydın vardır. Paşa'yı karşılamak için gelmişlerdir ve yolda karşılaşırlar. Paşa'nın arabasını görünce faytonlarından fırlarlar, Atatürk'e sarılırlar: "Paşam 400 senedir ilk defa meydan muharebesi kazanıyoruz, var olun!" Sonra Mustafa Kemal, Ruşen Eşref'in sözünü keser, "Ruşen boş ver bunları. Bu muharebe bana üç şey öğretti, üç yeni keşif yaptım, bunları da bu deftere yazdım" diyerek kırmızı deri kaplı bir defteri gösterir. "Yaptığım keşif benden sonra askeri okullarda öğretilecek" der. Bu keşiflerden ikisi şu şekildedir: 1- Meydan muharebelerinde hattı müdafaa etmek doğru değildir. Sathı müdafaa edeceksin, bunun için de her birliğe, bize bugüne kadar öğretilen teorinin aksine, daha fazla hürriyet vereceksin. Ne kadar çekileceklerine birlik komutanları kendileri karar verecekler. 2- Bu savaşta bir sürü insan kaybettik, karşı taraf da… Başarımızı eğer ekonomik bir zafer takip etmezse bu yapılan, yıkımdan başka bir şey değildir. Ne yapacağız bundan sonra, ona bakmalıyız. Ruşen Eşref Mustafa Kemal'in söylediği üçüncü keşfi hatırlayamaz. Vefatının ardından da sözü edilen bu kırmızı kaplı defter bulunamamıştır.
Reklam
182 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.