Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
88 syf.
·
Puan vermedi
Kitapsever olarak hem farklı türlerde kitaplar okumayı severim hem de farklı tarzlarda şairlerin şiirlerini...Yolların Sonu kitabı da bu yolculuktaki şimdiki durağım oldu... Yazarla üniversite yıllarımda tanıştım...Ruh Adam romanının iki yeri beni mest etmişti. Birisi kulağımın aşina olduğu "Geri Gelen Mektup" şiiriydi diğeriyse romanın
Yolların Sonu
Yolların SonuHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20196,8bin okunma
Gecenin yolcusu
Gece mi aydınlatan da sensin, Gündüzü mü karanlığa gömen de sensin. Sen aşkın rengini hiç gördün mü sevgilim? Ben senin gözlerinde gördüm, ne mavidir, ne kırmızı, ne de sarı; O aşkın rengidir, her aşık için farklı bir renktedir, o aşkın rengidir. Gecenin karanlığında yolunu bulamayan bir gezgin gibiyim, Senin ışığını arar durum biliyorum. Bir gün eskisi gibi birlikte hayaller kurup yıldızlar bakıp dilek tutacağız, Eğer bunu bilmiyor olsaydım, gündüzüm karanlık gömülür, gecem ise hiç aydınlık olmazdı. Sen gittin belli, geçmez oldu günler, Sanki günler aylar olmuş, aylar ise yıllar olmuş gibi. Ama biliyorum geleceksin, senin sesini duyuyorum kulağımda, Bir melodi gibi adeta dünyanın bütün müziklerini içinde bulunduran bir melodi gibi.
Reklam
Şairin dediği gibi, geldim yolun yarısına. O zaman günüm kutlu olsun.
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Sayfa 226Kitabı okudu
Adam yıllar boyunca, sadece ihtiyaçlarını görecek şekilde dı­şarı çıkıyor, alışverişini yapıyor, kendisini içeri kapatıyordu. Ki­taplığı günden güne çoğalıyor, Kur'an mealinin yanında tefsirler, Siret kitapları, Hadis külliyatları, İslam ekonomisi, hukuku, cin­ selliği üzerine çok özel kitaplarla rafları yeniden şekilleniyordu.
UZAYLI KOCAKARI (Ursula K. Le Guin - 1976) Menapoz, akla gelebilecek en cazibesiz konu herhalde; bu da ilginç, çünkü menopoz hâlâ bir tür tabu kırıntısına sahip olan pek az konudan biri. Menopozdan ciddi bir biçimde söz etmek, genellikle huzursuz bir sessizlikle karşılanır; alaycı bir atıf ise rahatlamış kıkırdamalarla. Sessizlik ve kıkırdama;
Otuz Beş Yaş Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Reklam
Şu dağların meşeleri karanlık, Etekleri olur çayır çimenlik Kızanlarla burda eder yarenlik, “Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır, Yağmur yağar, pusatları ıslanır”.Sarı Zeybek şu dağların eridir, Dağlar onun bütün yoğu varıdır. Kendi sarı, bindiği at dorudur; Attan inip şu dağlara yaslanır, Gözü dalar, bakışları puslanır.Sarı Zeybek dağdan dağa
124 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Eser iki kısımdan oluşuyor. İlk bölüm Muallim Sabri'de üç öykü varken ikinci bölüm olan tanyeri'nden öyküler'de ise beş öykü var. Doğuş öyküsünü dışta tutarsak öykülerin hepsinde yapı unsurları yerli yerindedir. Doğuş öyküsü de tanyeri'ni betimleyen bir özellikte olduğu için hoş görülebilir. Oysa bu öykü daha çok bir öykünün veya romanın girişi gibi duruyor. Doğuş'taki üslubuyla yazar , kitapta kendi anlatımının en zirve örneğini vermiş. Sarı Vosvos kitabını da okumuş biri olarak Mete Karagöl'ün bu kitabını daha çok beğendiğimi belirtmeliyim. Sarı Vosvos'ta yer yer iç dökme havası estiren satırlar da yer alırken bu kitapta öyküler oluşturulurken yazar aradan çekilmiş ve kahramanlar daha yaşamdan alınmış. En sevdiğim öyküsü mesleğimden ötürü Muallim Sabri olurken üslubunu en beğendiğim öykü de Doğuş oldu. Mete Karagöl yayıncılık sektöründe nasıl varsa edebiyatımızda yazar olarak da uzun yıllar var olacak gözüküyor. Var olsun.
Muallim Sabri ve Tanyeri’nden Öyküler
Muallim Sabri ve Tanyeri’nden ÖykülerMete Karagöl · Mahal Edebiyat · 202429 okunma
Sarı uzun saçlı küçük bir kız, İlhan İrem’i rüyasında görür. Yola merdivenle inilen, iki katlı taş evlerin olduğu bir sokakta, pelerinle İlhan İrem karşısındadır. Küçük kıza İlhan İrem ‘Ben seni bulamam, sen beni bul’ der. Rüya gerçeğe döner Ankara’da bir İlhan İrem konserinde sarı saçlı o kız konser bitimi İlhan İrem’i bulur, ona bir kitap verir ve ardından kalabalıkta kaybolur. İçinde ne isim, ne adres… Sadece bir cümle yazılıdır; ‘Sözcüklerin büyütülmesinin bazen sessizlik olduğunu ve neşenin büyütülmesinin bazen gözyaşları…’ Yıllar bu gizem ile geçer gider, İlhan İrem hep o kızı merak eder. Şan şöhret alır başını gider. Bir gün bir röpörtajında elinde o kızın verdiği ‘Magnafantagna’nın Ölümü’ adlı kitap ile şöyle der; ‘Ankara konserinde bu kitabı bana veren kızla evleneceğim.’ Yıllar sonra ... yine bir Ankara konserinde kalabalığın içinde o kızı görür İlhan İrem, asistanından kalabalıktan kızı bulmasını ister ve kulise çağırır. İlhan İrem’in kuliste ilk sözü ‘nerelerdesin sen’ olur. Ertesi gün Gölbaşı’da buluşurlar. Hansu Hanım İlhan İrem’in röportajını gördüğünü söyler ama buruktur neden biliyor musunuz.? Rüyasında onu çağırıp konserde gördüğünde tanımadığı içindir. Düşünsenize kendi gördüğü rüyadan onu sorumlu tutar ve içlenir. Çok masum ve çocukça bir sitem. İlhan İrem o dönem popülerliğin zirvesinde, hayranlar, şöhret anlamsız bir dünyada, anlamsız insanlarla, anlamsız koşuları bırakıp, bambaşka bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Işık yürekli insanlar için birlikte cennetimizi kuracağım insanım Hansu der ve evlenirler.
Söz konusu mutluluğu geçmiş yıllarda sık sık yaşamıştım; o günler işte zamanla benden kopup uzaklaşmış, araya sarı soluk yıllar girmişti.
Sayfa 35 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
35 yaş
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl
Ey şiir ne çok acı var içinde...ne çok kırılmış kalbin
GENELEV MEKTUPLARI I. Tenime yabancılaştım, etime Göğsüme kollarıma kalçalarıma Bacaklarıma yabancılaştım. Saçlarım o eski güzelliğini Çoktan yitirdi
Sayfa 30 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okuyor
Yıllar yılı yüzünün şeklini, gözlerindeki ışıltıyı her hatırlayışımda, 'Acaba şimdi nasıl?' sorusunu takiben ona yeni bir çehre, başka bir bakış yakıştırıp durdum. Çakır gözleri, sarı saçları, berrak teni ve al al yanakları, gerçekten de şimdi nasıldı? Gözlerimi yumup hayal etmeye çalıştım. Özlemimin çokluğu zihnimde bir hayal kirliliği oluşturmuş gibiydi. Onu en son gördüğümde on üçündeydi. Şimdi otuzunu aşmış olgun bir kadın olmalıydı. Yirmi yıl evvelki görüntüsünü çok iyi biliyordum ama şimdiki halini daha çok merak ediyordum. Sesinin tonunu özlemiştim, saçının rengini ve kokusunu.
Sayfa 267 - Kapı RomanKitabı okuyor
"...Nerede hayallerin? Ne yaptın bunca yılı? En iyi zamanlarını nereye sakladın? Yaşadın mı yaşamadın mı? Baksana, yeryüzü nasıl soğuyor. Daha yıllar geçecek ve peşinden kasvetli yalnızlık gelecek, bastonlu, titrek yaşlılık gelecek, peşinden de sıkıntı ve bunaltı. Fantastik dünyan ağaracak, donacak, hayallerin kaybolacak ve ağaçlardan düşen sarı yapraklar gibi dökülecek…" Beyaz Geceler * Dostoyevski
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.