“İnsan zihnini cildinizmiş gibi hayal edin. Sağlıklı bir cildiniz varsa kendinize dokunmaktan, cildinizi okşamaktan zevk alırsınız. Deriniz bir algılama kapısıdır ve dokunma duygusu çok güzeldir.
Şimdi cildinizin yaralandığını, kesildiğini ya da mikrop kaptığını düşünün. Yaralı cildinize dokunduğunuzda canınız yanacaktır. Yaranızın üzerine sargı bezi koymak ve cildinizi korumak isteyeceksiniz. O bölgenize dokunulmasını istemeyeceksiniz. Çünkü canınız yanacaktır.
Şimdi tüm insanlarda cilt hastalığı olduğunu düşünün. Hiç kimse birbirine dokunamayacaktır çünkü canları acıyacaktır. Ama herkesin cildi yaralı ve hastalıklı olduğu için enfeksiyon “normal” görülecektir. Acı da “normal” olarak algılanacaktır. Hepimiz bu durumu normal ve olması gereken buymuş gibi algılamaya başlayacağız.
Eğer dünyadaki tüm insanların ciltleri hastalıklı, yaralı ve iltihaplı olsaydı birbirimize nasıl davranacağımızı düşünebiliyor musunuz?
Birbirimize sarılmamız pek mümkün olmayacaktı, çünkü sarılmak bize acı verecekti. Bu yüzden aramıza büyük mesafeler koymak zorunda kalacaktık.”
Sarılmak neden güzeldir bilir misin?
Çünkü sağ tarafta kalp yoktur, ve orası hep boştur.Sarılınca, sağ yanını O'nun kalbi doldurur
Bizim sağ tarafa kışlık domates sosu falan koyucaz değerlensin diye
Sarılmak neden güzeldir bilir misin?
Çünkü sağ tarafta kalp yoktur, ve orası hep boştur... Sarılınca, sağ yanını O'nun kalbi doldurur...
Ah Biz Eşekler, Aziz Nesin