“Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlıyacaktı.”
Sayfa 45 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Uwe ve Elisabeth Johnson yemeğe geldiler. Bir ara NAPOLA'nın [Nazi bürokrat yetiştirme okulu] nasıl olduğunu sordum. (ilk kez) anlatıyor bunu. 1944'te, dokuz yaşındayken normal okuldan alınmış: Seçkin sınıfa ayırmışlar onu, gerçi (tarım alanında devlet memuru olan) babası kabul etmeyebilirmiş bunu, ama etmiş; Parti'nin isteğine karşı gelirse bütün ailesini risk altına sokarmış, sefer hizmetine alınırmış, U'nun ise seçme hakkı yokmuş. Güçlü, sarışın bir erkek çocuk olduğu için seçilmiş, bir Jungmann olarak, Almanya İçin Ölmek sloganı uyarınca yetiştirilecekmiş. Hedef: Çok sıkı bir eğitimden geçirilerek en üst kadroya (bölge valisi filan) uygun olacak şekilde programlanmakmış. Okulu Polonya'nın bir kasabasındaymış, "Doğu'da, öncesinde kaybedilen topraklarda" üniforma giymiş, baba eviyle ilişiği kesilmiş. 1945'te Sovyetler'in ülkeye girişinde: Uwe'nin de dahil olduğu birinci sınıflar dışında NAPOLA-öğrencileri şehrin savunmasına katılıyorlar ve ölüyorlar. Uwe, Stettin'e gidiyor, sığınmacılar oraya akın akın geliyor, açlık, kış, geri çekilen askerler; herkesin kendi başının çaresine bakmaya çalışması çocukluğunda edindiği deneyim oluyor. Komşularının teslim olmasından sonra babası Nazi diye ihbar ediliyor ("nedeni de onun diğer küçük burjuvalara kıyasla daha iyi mobilyaları olmasıydı"), soruşturma yapılmadan doğudaki bir kampa gönderiliyor, bir daha da kendisinden haber alınamıyor.
Sayfa 140 - Yapı Kredi Yayınları Modern KlasiklerKitabı okudu
Zamanı sarışın bir kedi olarak yarat baştan Allah'ım
Bırak okşayayım.
Esirge ve bağışla beni gerçekten
Bırak düşlerimde kaybolayım.
Kudüs işgalinde Yahudilerin durumu
Kudüs yahudilerinin hali de içler acısıydı. Savaşın ilk saatlerinde pek çoğu yahudi mahallesinin müdafaasına katılmıştı. Ama evlerinin üstünde yükselen sur parçası yıkılıp sarışın şövalyeler sokakları istila etmeye başlayınca Yahudiler korkudan çılgına döndü. Tüm cemaatler atalarından kalma bir davranışı yineleyerek dua etmek için büyük sinagoga toplandı. O zaman Frenkler sinagogun tüm çıkışlarını kapattılar ve çepeçevre odun yığıp ateşe verdiler. Dışarı çıkıp kaçmayı deneyenler yan sokaklarda öldürüldü, ötekiler diri diri yandı.
Sayfa 14 - YKYKitabı okudu
Frenkler kutsal şehri, kırk gün süren bir kuşatmanın ardından H.492 yılının 22 Şaban'ında (15 Temmuz 1099) bir Cuma günü ele geçirmişlerdi. Ne zaman bu konu açılsa muhacirler titremeye başlıyor ve zırhlar içinde, yalınkılıç sokaklara dağılan, erkekleri, kadınları ve çocukları boğazlayan, evleri yapmalayıp camileri talan eden o sarışın savaşçılar hala gözlerinin önündeymişcesine bakışları donuyor.
Sayfa 14 - YKYKitabı okudu