“Bak,” dedi Arsen gökyüzünü göstererek. Gökyüzü yıldız doluydu. Kafamı kaldırıp hangi yıldızı işaret ettiğini anlamaya çalıştım.
“Lyra takım yıldızı. Bak Vega da orada,“ dedi. Gözlerimi kısıp kafamı onun elinin hizasına getirdim. O an gördüm Vega yıldızını. Parlıyordu tüm gücüyle.
Arsen bana döndü, dudaklarını boynuma bastırdı.
“Benim Vega yıldızım burada.”
“Bu çok yaşlı bir kamelya ağacı. Ben küçükken de buradaydı. Bu ağaç kışa doğru çiçek açar ancak bir tanesi yanlış mevsimde tomurcuklanmış, açmaya çalışmış,” dedi çiçeği bana uzatarak.
“Anlamı nedir biliyor musun?”
“Nedir?”
“Kaderim senin elinde demek. Kaderim senin elinde Roya.”
“Güven, insanın en büyük yanılgısıdır.
İnsana güvenirsin, yanılırsın.
Tanrı’ya güvenirsin.
Yanılıp yanılmayacağını kaderin belirler.
Ancak bazı şeyler hiç şaşmaz.
İşte o an masaya oturacağın kişi,
Şeytandır.”
“Senin olduğun her yer, her an, her zaman
Arafa zincirlenmiş olan ruhum çığlık atıyor.
Senin olduğun her yer, unutma o yer,
Beni nereye çekersen oraya gideceğim.
Hissediyorum,
Hayatı bulacağım ve muhakkak ölümü tadacağım.
Senle ben.
Beraber.”