186 syf.
·
Puan vermedi
Her şeyin cevaplanmaya başlandığı ana kadar çok sürükleyici ve bir o kadar da ilgi çekici olduğu tartışılmaz. Her şeyin cevaplanmaya başlandığı ana kadar romanın gidişatı ile ilgili bir son yaratmaya çalışmanın verdiği güçlük de romanı güsel kılan etmenlerden biri bence. Bir türlümiçinden çıkılamadığında, sonun getireceği heyecanla daha şevkle sarılıyorsunuz okumaya. Ama dediğim ya da düşündüğüm gibi, her şeyin cevaplanmaya başlandığı ana kadar sürüyor bu zevkli okuma yolculuğu. Alper Canıgüz'ün bu romanı bir sona ulaştırmaya çalıştığında tıkandığını mı desem, işi daha ilginç kılmaya yeltendiğini mi desem bilemiyorum ama zaten baştan beri sorular doğuran romanın, cevaplar vermeye başladığında daha fazla soru üretmesi bir kırıklık hissi veriyor. İşin bir ilginç yanı da bu cevapların tatminsizlik yarattığını kendisinin de fark ettiğini hissettiren içinden çıkılmaz, "kader, ne yaparsın, oldu(oluyor) işte..." gibi cümlelere benzer şeylere yönelmesinden anlayabiliriz. Bu hissi veriyor yazar. Kimi enteresan olaylar yaşanır dünyada, mantıklı bir açıklama bulamasınız da bilim kurgusal yönü ağır bassa da gerçeklikten uzak da düşemeyen bir seyir takip ederler. İnanılması imkansız görüntüsü verir ama inanmadan da edemezsiniz. Yanı başınızda oluyordur sanki her şey. Kitap bu şekilde ilerlerken son bir anda seyrini değiştirip uçurum aşağı düşmeye başlıyor işte. Bu yönü iyi olmamış. Ama son bölümdeki cümleler başta verdiği hissi tekrar kazanıyor. Olasılıklar evreninde bir uydurma hikayenin dahi yaşanabileceğini söylüyor şarkılarla.
Tatlı Rüyalar
Tatlı RüyalarAlper Canıgüz · İletişim Yayıncılık · 20136,9bin okunma
161 syf.
7/10 puan verdi
Sabahattin Ali’nin en beğendiğim eseri “Kürk Mantolu Madonna”. Belki de bir çoğumuz Sabahattin Ali’yi öykü ve romanlarıyla biliyoruz. Fakat Sabahattin Ali edebiyata şiirle başlamış. Hatta bazı şiirleri bestelenerek hepimizin bildiği şarkılara dönüşmüş. Belki de en bilinenleri Edip Akbayram’la özdeşleşmiş “Aldırma Gönül” ve Zülfü Livaneli’yle özdeşleşmiş “Leylim Ley” . Sabahattin Ali’nin özellikle Sinop Hapishanesi’nde yazdığı şiirlerinde bunlar. Ve genç yaşta öl(dürül)müştür.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 201921,2bin okunma
Reklam
432 syf.
10/10 puan verdi
Merhaba sevgili okur Kalemiyle ilk kez tanıştığım #pjparrısh kardeşlerin #ölümşarkısı adlı eserinin yorumu ile karşınızdayım. Konusu, kurgusu, üslubuyla son zamanlarda okuduğum en iyi cinayet romanlarından biriydi. Katil anlık hırslara kapılarak öldüren sıradan biri değil. Çok daha karmaşık, bilgi birikimi olan ve dünyadaki güzel şeylere, kültürel sembolleri, tarihi ve değer veren eğitimli bir çellist. Beş farklı ceset… Beş farklı yer… Beş farklı kadın… Aynı katil tarafından öldürülmüş olmaları dışındaki tek ortak noktaları, sarışın olmaları. Birbirleriyle olan bağlantılarındansa kimsenin haberi yok. Olaylar Miami Beach’te yaşayan abisi Matt Owens ziyarete gelen Mandy Owens in , bir gece kulübünde eğlendikleri sırada aniden ortadan kaybolmasıyla başlıyor. Çok geçmeden eski bir otel odasında cesedi bulunuyor Suçluluk duygusuyla mücadele eden Matt’in elinde katile ulaşmak için tek bir ipucu vardır. Kaçırıldığı saatlerde kız kardeşinin iPod’una yüklenmiş olan tüyler ürpertici bir şarkı ve onun sözleri. ”Paris’te bir sevgili... Başını kestim... Kemiklerini alıp Bois de Boulogne Parkı’na götürdüm.” Matt, bu ipucunun Paris’te işlenmiş bir cinayeti işaret ettiğini fark eder ve kendini kusursuzca kurgulanmış bir bulmacanın içinde bulur. Şarkılarla ilgili ipuçları bırakan bu saplantılı katilin bir sonraki hamlesini tahmin edebilecek mi? Bu katilin hastalıklı aklının içine girdiğinizde çok şaşıracak ve bu kitaptan sonra şarkılara bir daha aynı gözle bakamayacaksınız. Kitapta bahsedilen tarihi mekanlar ve Paris yeraltı mezarlığı bile bu kitabı okumaya yeterli sebep . Mutlaka okuyun!!
Ölüm Şarkısı
Ölüm ŞarkısıP. J. Parrish · Arkadya Yayınları · 20171,424 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Merkez ses ver orada mısın?
Ajanlığın dijitale taşınmış hali stolkerlıktır, diyebilir miyiz? Bence deriz. Kitabımız dijital ajanlık konusunda uzman, eğlenceli, fütursuz, çoğu zaman şuursuz karakterimiz Defne'nin tek aşkı robotları olan Emre'yi görmesi sonucunda ajanlık becerilerini harekete geçirmesini anlatıyor. Kitap ilk başladığında Defne'nin ajanlık becerileri hep instagram üzerinden devam edecek ve Emre'yi uzaktan izleyecek gibi bir algı oluşturuyor. Ama ilerleyen sayfalar beni şaşırtıyor. Başrol kızımız oldukça özgüvenli ve cesur çıkıyor. Enerjik ruh hali, Emre'yi tavlama çabaları o kadar hoştu ki sayfalar yüzümde gülümseme eksik olmadan akıp gitti. Yazarın diğer kitaplarından aşina olduğumuz karakterleri bu kitapta tekrar görmek uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşımdan haber almış olmak gibi içime sıcak bir his yayılmasına sebep oldu. Kitapta karakterimizin kafa sesinde geçen şarkı sözleri sürekli ilgili şarkıyı açıp dinleme isteğimi tetikledi. Seçilen şarkılar tabiki çok enerjik ve güzeldi. Şarkılarla ilgili favori sahnem Emre'nin çocuklarla şarkı söylemesiydi. Kitapta beni en çok gülümseten şey ise Defne'nin ayva reçelini seyrederek fasülye kırmasıydı. Yaş sınırı yok sıcacık bir aşk romanı. Ve benim uzun zamandır okuduğum en güzel kitap. Daha yıl bitmedi biliyorum ama 2022'nin benim için en güzel kitabı Sarı Puantiyeli Şemsiye'dir. Okuyun okutturun diyorum ve sözlerime burada son veriyorum. Teşekkürler.
Sarı Puantiyeli Şemsiye
Sarı Puantiyeli ŞemsiyeBetül Güçlü · Ren Kitap · 20201,399 okunma
99 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
163 günde okudu
@1000kitap
Merhabalar bugün sizlere #şemsibelli İki ciltten oluşan #guzcicegi kitabı ile geldim. "Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde" Bir "Güz çiçeği" varmış. O güldükçe ülkelerdeki savaşlar biter, barış ilan olurmuş. Ağladıkça gökyüzünden yer yüzüne inciler dökülürmüş, sağanak sağanak... Kızdığında ya da öfkelendiğinde yer
Güzçiçeği - 2. Cilt
Güzçiçeği - 2. CiltŞemsi Belli · Kültür Kitabevi · 19654 okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Yozgat'ın bozkırlarından yeşeren bir şiir ağacının sonsuzlukta çınlayan gür sesi, zamanın eskitemediği, eprimeyen bir kalem erbabı Şükrü Erbaş ve onun sevdayı iliklerimizde hissettirdiği, özlemiyle, bağlılığı ile bizi mest eden dizelerinin sonsuz keyifli dizeleri.. Altın Portakal Şiir Ödülü sahibi ''Bağbozumu Şarkıları'' Bağbozumu binbir emekle toprakla buluşturulup alın teri ile yetiştirilen üzüm bağlarının bir şenlik havasında hasat edilmesi manasını taşır. Yazar da binbir emekle yarattığı sevgisinin, özleminin, varlığının hasadını bu müthiş dizelerle yapıyor ve o aşkın şarabıyla harmanladığı dizelerini bize armağan ettikçe bizim tükettiğimiz güzelliklerden arta kalan viranelerimiz bozuldukça bozuluyor. Tüketen, yozlaştıran, bir güruh olma yolunda emin adımlarla yürüdüğümüz ve kirli çağda Şükrü Erbaş gibi abdalların varlığı bir nebze olsun bize sevdayı, özlemi, saygı ve sevgiyi hatırlatsın. Ağzı gökyüzü şairlerimiz çoğalsın..
Bağbozumu Şarkıları
Bağbozumu ŞarkılarıŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202210,1bin okunma
Reklam
400 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Reşat Nuri Güntekin'in 1925'te yazdığı romanı. Örf tanımını yapmada ve kişilik canlandırmada başarılı, duygusal, ve sevgi dolu bir roman olarak kabul edilir. Şarkıları, filmlere, nostaljik romantizminize bolca konu olmuş aşkların unutulmaz romanlarından biridir..
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20186,6bin okunma
316 syf.
·
Puan vermedi
Çerkes kültürünü, örf ve adetlerini eşimin sayesinde öğrendim. Köyde yapılan toplantılarına katıldım. Sevgililerin (Kaşen) sözlü atışmalarına şahitlik ettim. Danslarını hayranlıkla izlerken, şarkıları da beni hep hüzünlendirmiştir. Çerkes sürgünü ve soykırımını değerli aile büyüklerinden çok kez dinledim. Ama ilk defa acılarla geçen o dönemi
Adsız Roman 1864
Adsız Roman 1864Sema Soykan · Alfa Yayıncılık · 2018501 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.