Kolay olmayacağı başından beri belliydi! İlk insan ve ilk Peygambersin ama bir oğlun bir oğlunu öldürüyor. Nuh aleyhisselam’sın ama eşin ve çocuğun iman etmiyor. İbrahim aleyhisselam’sın ama ateşe atılıyorsun. İsmail aleyhisselam’sın ama bıçak boynuna dayanıyor. Yakup aleyhisselam’sın ama çocuğunun hasretiyle yaşıyorsun. Yusuf aleyhisselam’sın ama
Eflatun için özgürlük, bu dünya 'mağarasından' ve onun sınırlamalarından kaçmaktır. Ona göre 'engebeli ve sarp bir yokuş' olan kaçış yolu, Hakikat'in 'dar kapısıdır' ve 'onu bulanlar azdır.'
Reklam
Hakikaten en verimli zamanlardı. Bu hal vaziyetimi sadece belaya maruz bıraktı. Sarp yokuş böyle bir şey. Düşünmeye cüret böyle ama nelerden sakınmak gerektiği hususunu bir türlü aşamadım.
Aylin Yılmaz

Aylin Yılmaz

@yilmaz_aylin
·
16 April 15:23
Mukayese etmek, hüküm vermek, seçim yapmak okuyucuya düşer.
Bu müstesna, mümtaz ve seçkin şahsiyetler her biri ayrı sarp yokuş olan zorluk ve darlık anlarında caymadan ve yılmadan, asla geri adım atmadan daima birbirlerine yardımda bulunmayı ve birbirlerini teselli ve motive ederek gerek taat ve itaatte gerek musibetlere karşı gerekse de nefsin arzu ve istekleri karşısında sabrı ve dayanmayı tavsiye ederler.
Beled
10- Ona iki yolu gösterdik. 11- Fakat o, o sarp yokuşa göğüs veremedi. 12- Bildin mi sen, o sarp yokuş nedir? 13- Köle azat etmek, 14- Veya salgın bir kıtlık gününde yemek yedirmektir, 15- Yakınlığı olan bir yetime, 16- Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula. 17- Sonra da iman edip de sabrı tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktır. 18- İşte bunlar, amel defterleri sağlarından verilenlerdir.
"Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç-açık bir yoksulu doyurmaktır."
Reklam
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
Beled Sûresi / 1.Ayet Elbet bu şehre (Kutsal Mekke’ye) yemin ederim ki! Beled Sûresi / 2.Ayet Sen bu şehirde oturacaksın. Bu âyetle Mekke’nin ileride İslâm şehri olacağının müjdesi verilmektedir. Beled Sûresi / 3.Ayet Babaya ve oğluna yemin ederim ki! Hz. İbrahim ile Hz. İsmail’e. Bazı müfessirler ise bundan Hz. Âdem ve onun sâlih neslinin
el cahizin gözünden türkler..
Türk'ün ömrünün günlerini toplasan atı üzerinde geçen günlerinin yer üzerinde oturarak geçirdiği günlerden daha çok olduğunu görürsün. Türk'ün yorarak öldürdüğü (çatlattığı), gaza esnasında binmeyi kabul etmediği atla hiç­ bir Toharistan atı yola dayanamaz. Harici ile birlikte yola çıksa, harici henüz hafifçe hızlanmadan Türk bütün hızıyla gitmeye başlar. Türk hem çoban hem seyis hem canbaz hem baytar, hem süvaridir. Hülasa Türk başlı başına bir millettir. İnsanlar bir sarp yokuşa varınca diğerleri yoldan gittiği halde, Türk yolu bırakıp yokuş yukarı dağa tırmanır. Sonra, dağ keçisinin inemeyeceği yerlerden aşağıya sarkar. Türk'ün atının sırtında ağırlığı, yerde yürürken ayaklarının tıpır­tısı yoktur. Bizden bir süvarinin önünde iken göremediğini o, arkasında iken görür. O, bizden bir süvariyi av, kendi­sini pars, süvariyi geyik, kendisini av köpeği yerine koyar. Allaha yemin olsun ki, Türk, eli kolu bağlı olarak bir ku­yuya atılsa mutlaka bir çaresini bulup kurtulur. Türk, an­cak korkulması gerekenden korkar.
Sayfa 225Kitabı okudu
Beled Suresi
Beled Sûresi / 11-12-13-14-15-16.Ayet Fakat o, (âhiret mutluluğunu engelleyen) sarp yokuş(u aşmay)a girişmedi. O insan, basit olanı, nefsin arzu ve isteklerine göre tanzim edilen (şerli) yaşam biçimini seçti. O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne bildirdi? (O ilk adım olarak) bir köle (ve esir) azat etmektir. Yahut (salgın) bir açlık gününde, akraba olan yetimi, yahut yere serilmiş (aç) bir yoksulu doyurmaktır.
"Gözlerin sarp kale, yollar dik yokuş Nerede duracak bu deli akış Yorgunum iz sürmek zoruma gider Daha göreceğim var ise eğer Sığınıp düştüğüm tek çalısın sen Sana kan bulaştı, damgalısın sen"
Reklam
Mevla'm..
~•~ “Sevdim güzel sevdim seni âşık dile susmak gerek, Aşkın yolu sarp dar yokuş gayet hafif basmak gerek.” ~•~
Beled 11-16
Fakat, o sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır.
Sayfa 609Kitabı okudu
"Ayrılık mı yoksa uzak kalmak mı daha acıdır? Aslında her ikisi de sarp bir yokuş, kıpkızıl bir ölüm, kara bir belâ ve bir tür kıtlık yılıdır. Herkes kendi huyuna suyuna göre birini veya ötekini çok daha korkunç bulur. Haysiyetine düşkün, sevgisi coşkun, ahdine sadık kimse için ayrılık felâketine denk bir şey yoktur. #ibnhazm
Beled Suresi
Yekûlu ehlektu mâlen lubedâ: “(İnsan) ‘Yığın yığın mal harcadım’ der.” E yahsebu en lem yerahû ehad: “Kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor?” E lem nec’al lehu ayneyn: “Biz ona iki göz vermedik mi?”
520 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.