sedran balibey

sedran balibey
@sathraunt
"Tam o noktaya geliyordum. Peki bu farklılık ne? Sivrisineği ez." Durumu vurgulamak için biraz durdu. "Pekala, ezildi işte değil mi? Hepsi bu kadar. İşi bitti. Ama anısı unutulmadı. Fakat bir insanı ezersen -insanlar çağlar boyu ezlimiştir- geriye bir şeyler kalır. Nedir bu geriye kalan? Gezgin bir organizma ya da aç bir karın değil, kel bir kafa veya sızlayan dişler de değil; sadece ama sadece düşünceler, soylu ve krallara yaraşır düşünceler. İşte fark bu! Düşünceler! Yüce düşünceler! Doğru düşünceler! mantığa dayalı doğruluk!"
Reklam
Aşırı yaşama sevgisinden Ümit ve korkudan kurtularak, Tanrılara, her ne iseler onlar Kısaca bir şükran duyarız Ki hiçbir yaşam sonsuza dek sürmez; Ki ölüler asla dirilmez Ki en yorgun ırmak bile Güvenle denize döner bir yerde,
Ihtiyar başımı sallayıp söyle dedi: "Barut tekrar gelicek. Bunu hiçbir sey engelleyemez, aynı eski hikâye yeniden, yeniden yaşanacak. Sayısı artan insanlar savaşmaya başlayacaklar. Barut sayesinde insanlar milyonlarca insan öldürecek ve çok ileride bir gün yeni bir uygarlık, sadece bu yoldan, ateş ve kan üzerinden evrilecek. Peki bunun faydası ne? Eski uygarlıklar nasıl yıkıldıysa bu yeni uygarlık da geçip gidecek. O uygarlğı inșa etmek elli bin yıl alsa da geçip gidecek. Zaten her șey geçip gider. Geriye sadece kozmik güç ve madde kalır, onlar da ebediyen devam edecek, sonu gelmez bir akıș içinde birbiriyle itişip çekişecek o ölümsüz tipleri ortaya çıkarır: rahibi, askeri ve kralı. Çağların bilgeliği, șu bebeklerin ağzında nasıl da dile geliyor... Kimisi savaşacak, kimisi yönetecek, kimisi dua edecek; uygar devletin hayranlık veren, eşi benzeri görülmemiş harikalarının, sonu gelmemecesine, tekrar tekrar kanlı iskeletleri üzerinde yükseldiği tüm diğer insanlarsa büyük ıstıraplar içinde sürekli çalışacak. Mağaradaki kitapları yok etsem de aynı șey; kitaplar olsun veya olmasın, içlerindeki eski gerçekler tekrar keşfedilecek, eski yalanlar tekrar devreye girecek, orada yazılan yaşantılar tekrar yaşanıp sonraki kuşaklara aktarılacak. Ne faydası var?"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
özümüz ile inanç arasındaki ilişki
Aynı şekilde kendimize inancımız olur. Değişen şartlara rağmen, düşüncelerdeki ve duygulardaki bazı değişmelerden bağımsız olarak değişmeyen ve yaşamımız boyunca aynı kalan bir özün [benliğin], kişiliğimizde bir çekirdeğin varlığının farkında oluruz. "Ben" sözünün arkasındaki gerçeklik ve kimliğimize olan inancımızın dayandığı temel, işte bu çekirdektir. Kendi özümüzün devamına inancımız olmadığı sürece, kimlik duygumuz tehlikeye girer ve biz de başkalarına bağımlı oluruz; kendi kimlik duygumuz için onların onayı temel olur. Sadece kendine inancı olan kişi başkalarına inanç duyabilir, çünkü sadece böyle bir insan bugün neyse gelecekte de aynı insan olacağından ve bu nedenle gelecekte de şimdi beklediği gibi hissedeceğinden emin olur. Kendine inanç, vaat etme yeteneğimiz için gerekli bir şarttır ve Nietzsche'nin de dediği gibi insan vaat etme kapasitesiyle tanımlanabildiği için, inanç, insan varoluşunun koşullarından birisidir. Sevgi bağlamında önemli olan kişinin kendi sevgisine; bu sevginin başkalarında sevgi yaratma vetisine ve güvenilirliğine olan inançtır.
Sayfa 112Kitabı okudu
Yavru kurt insanlar gibi düşünseydi, hayatı, doymak bilmez bir iştahı doyurmaya çalışmak olarak özetlerdi. Dünyayı ise takip eden ve edilenin, avlayan ve avlananın, yiyen ve yem olanın bir sürü arzu ve iştahıyla dolu; düzensizlik ile şiddetin, açgözlülük ile kıyımdan ibaret bir kaosun acımasız, plansız ve sonsuz rastlantıyla birlikte tamamen körlemesine ve karmaşa içinde hüküm sürdüğü bir yer olarak görürdü.
Reklam