Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ron’un satranç takımı pek eskiydi, yıpranmıştı. Sahip olduğu her şey gibi, o da aileden kalmıştı – büyükbabasından.
Reklam
"İyilikle gülümseyebilen insanlar hayattaydı.."
Yeryüzünde beni sorguya çekmeyen, bana acı vermeyen bir insan kalmış mıydı hâlâ gerçekten?
“Çevremdeki korkunç hiçliğin beni boğmaması için, kendimi siyah ve beyaza bölmeyi en azından denemek durumunda kaldım."
“Ama ne kadar soyut görünürlerse görünsünler, düşünceler de bir dayanak noktasına gereksinim duyarlar, yoksa kendi çevrelerinde anlamsızca dönmeye başlarlar.”
Reklam
Sizler yeni bir gün doğumunu bekleyebilirsiniz, benim buna artık gücüm kalmadı...
"İçimde bir şey haklı çıkmak istiyordu ve içimdeki öteki Ben'den başka yok edebilecek bir şeyim yoktu."
..."zaten bu kadar çabuk ulaşılan bir şöhretin, böylesi boş bir zihni bulandırmaması düşünülebilir mi?"
Sayfa 15
Hayat tavladır, satranç değildir. Biz neden sorumluyuz? Önümüze gelen zarları iyi kullanmaktan sorumluyuz.
Reklam
Düşünceler, başımın içinde sürekli dönüp duruyorlardı.
'Fakat insan anlamsız ve tutarsız bir yaratıktır ve belki de bir satranç oyuncusu gibi sadece hedefe ulaşma sürecini seviyordur, hedefin kendisini değil. Kim bilir (kefil olmak imkânsızdır) belki de insanoğlunun yeryüzünde uğraş verdiği bütün amacı, yalnızca başarı sürecinin bu sürekliliğinde yatıyordur'
Sayfa 42 - Kızıl PandaKitabı okuyor
"İyilikle gülümseyebilen insanlar vardı hâlâ..."
"Satranç hayat gibidir David, " demişti babası. " Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işine yarar, bazıları ise sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek. "
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.