Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlker

İlker
@saudakur
septem sermones ad mortuos
St petersburg
20 Ağustos 1992
80 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
İlker

İlker

, bir kitabı yarım bıraktı
Felsefenin Kısa Tarihi
Felsefenin Kısa TarihiNigel Warburton
8.5/10 · 6,9bin okunma
Reklam
bütün bir öğrenme süreci, gerçekte zaten sahip olduğumuz düşüncelerin anımsanmasıydı. Aslında yeni hiçbir şeyi öğrenmiyor, sadece hafızamızı canlandırıyoruz. Hayat önceden bildiklerimizi anımsama mücadelesidir.
Pyrrhon, felsefesini, mutlu olmak isteyen herkesin sorması gereken üç soru şeklinde düzgünce özetledi: Şeyler gerçekte nasıldırlar? Onlara karşı nasıl bir tutum içerisinde olmalıyız? O tutumu sahiplenen kişiye ne olacaktır?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İlker

İlker

, bir kitabı yarım bıraktı
Eros'un Istırabı
Eros'un IstırabıByung-Chul Han
8.1/10 · 864 okunma
Depresyon narsisist bir hastalıktır. Depresyona yol açan şey, aşını abartılı, hastalıklı bir şekilde çarpıtılmış bir "kendini referans alma'dır. Narsisist-depresif özne kendinden bitap düşmüş, yıpranmıştır. Dünyasız kalmış, Başka tarafından terk edilmiştir.
Reklam
Giderek daha da narsisistleşen bir toplumda yaşıyoruz bugün, Libido esasen kendi öznelliğine yatırım yapıyor. Narsisizm kendini sevmek değildir. Kendini seven özne, Başka'yla arasına kendi lehine işleyen negatif bir sınırlama getirir.
128 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
objet petit a
"Arzunun iki yanlı, iki yönlü, Janus suratlı özelliği de bu işte: Bir yandan hazza ve doyuma yönelirmiş gibi yaparken, gizli gizli memnu olana göz ucuyla bakmaya çalışmaktır arzu. Dünyevi ve insani olanın ötesinde ne var? Otuz dokuz anahtarımın olması hiçbir şey ifade etmez. Bana yasaklanmış olan kırkıncı kapının ardında yatar
Bir Şeyler Eksik
Bir Şeyler EksikBülent Somay · Metis Yayıncılık · 2007621 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bir Şeyler Eksik
Bir Şeyler EksikBülent Somay
7.7/10 · 621 okunma
Her eş bir ekrandır. Onun üzerine arzumuzun fantazisini yansıtır, bu yansımayla ilişkiye gireriz. Kuşkusuz yansıttığımız şey kendimizden başka bir şey değildir. O yüzden her cinsel ilişki mutlak bir narsisizmdir. Çok iyi kamufle edilmiş bir mastürbasyondur; ensestin şahikasıdır.
Şöyle düşünelim: Düşünmek, düşünce de insanın ayırt edici özelliklerinden biri, ama “düşünsel ilişki" diye bir şey var mı? Düşünürken yalnızız, düşüncelerimiz sadece bize ait ve "içeride". Bunu bir ilişki biçimine dönüştürürken dile başvuruyoruz. Kuşkusuz "düşünürken" de dil kullanıyoruz, ama düşünceyi paylaşmak için onu bir ifadeye, ya da yeni Türkçesiyle, "sözce"ye (enoncé) dönüştürmeliyiz. Düşünürken kullandığımız dil ise sözcelerden oluşmuyor. Sözce, yani söylenen, ağızdan çıkan ile, kastedilen, meram edilen hiçbir zaman aynı şey değil. Araya bir sözceleme (enonciation), söze dökme aşamasi giriyor ki, o bizim niyetimizden bağımsız; bir yandan bilinçdışımız, öte yandan da dilin gelenekleri, konvansiyonları, kuralları tarafından belirleniyor.
Reklam
Bir tartışma, dalaşma ya da münazara sırasında söylemediğiniz, söylemeyi aklınızdan bile geçirmediğiniz bir şeyi söylemekle suçlanmadınız mı hiç? Karşınızdaki yalan söylemiyordu o sırada, onun kafasında yarattığı "siz” kuklası o sözü söylemişti zaten. Bazı insanlar dinlemezler, siz konuşurken bir sonraki konuşmalarını hazırlarlar, o sırada da kafalarındaki “siz” kuklasını konuşturup bir sonraki tiradları için en uygun pası verdirirler. Çok tuhaf gelmemeli bu bize: "Diyalog" denilen felsefi formun yaratıcısı olan Platon'un yaptığı bundan başka bir şey midir zaten? Karşısındaki, "diyalog”u (ikili sözü) mümkün kılacak bir kukladan başka bir şey değildir, ama gereklidir de, yoksa yapılan işin adı monolog olurdu.
647 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.