"Bir-çocuk-çürük-bir-diş değildir sözü bile güzel bir cümleden başka şey değil. Sayın meslektaşımın savaşa katıldığından, tabancasını ateşleyip insan öldürdüğünden kuşkum yok, bir çocuğun yirmi yaşına geldikten sonra da çürük bir diş olmadığını unutmuştu herhalde. Savaştan daha kötü bir çocuk bilmiyorum. Yirmi yaşa ertelenmiş toplu bir çocuk cinayetidir savaş."
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi.
Artık hiçbir duygusunu anlayamayan çocuklar gibi.
"Savaş kurdu bir kayanın üstüne çıktı. Ulumaya başladı. Gözlerindeki ateş geceyi aydınlatıyordu. Önce savaş rüzgarı eser, sonra ölüm rüzgarı, geride sadece gözyaşı kalır... "
Sona eren masallarının ardından Sophie ve Agatha, Sonsuza Dek Mutlu yasamaya başlayacaklarını zannederlerken, kendilerini bir kez daha masal dünyasında buluyorlar. Ama o bildikleri dünya değişmiş. Eski bağların koptuğu, yeni ittifakların kurulduğu bu düzende bir savaş filizleniyor ve gölgelerde gizlenen tehlikeli bir düşman giderek kuvvetleniyor.
Günün birinde bu okula dönebilirsin.
Gerçek askını da yanında getirirsin."
Her nam belasıyla gelir. Aile tarihi makas atar. Rivayete göre Halfeti beylerinden biri hastalanır, şiddetli başağrısı çeker. Doktorlar bakire kızlar bulmasını ister ve toplam altmış köyde bakire kız ararlar. Amarada Abdullah'ın kız kardeşi Ayn vardır. Bunu duyan Hüseyin, kızını vermek istemez. Kavga çıkar. Uzun sürtüşmelerden sonra araya
Vaktiyle bir adam tanımıştım, çok iyi işitiyordu ama dilsizdi.
Bir savaş sırasında konuşma yeteneğini yitirmişti. Bugün, o büyük sessizlik üzerine çökmeden önce yaşadığı savaşları biliyorum.
Bürokrat kapitalistler, halkı ulusal şovenizm ve burjuva popü lizm kışkırtmaları ile aldatmanın özel işlevini yerine getirirler. ABD emperyalizmi, feodalizm ve bürokrat kapitalizminin kötülüklerine karşı ulusal kurtuluş ve halk demokrasisi için mücadele eden dev- rimci hareketi parçalayıp bozmak için parlamenterizmi kullanırlar. Çaresiz
Rüşvet ve yolsuzluk, yarı-sömürge yarı feodal bir toplumun ay- rılmaz bir parçasıdır. Bürokrasi; yabancı ve feodal menfaatlerin ge- niş halk kitlelerini sömürmesini kolaylaştıran bir araçtır. Bürokrat kapitalistler, komprador ve toprak ağası sömürüsündeki kârlardan pay alırlar. Bu onların ödülüdür. "Liberal demokrasi" ya da "serbest
İnsanoğlu güzelliğe böylesine hayran kalabiliyorsa, bu savaş ne, bu biribirlerini yeme, aşağılama, bu akan suya, uçan kuşa, yaprağın üstüne konmuş kelebeğe düşmanlık niye?
Amerikan Edebiyatı 101
101 serisi hep okuma listemdeydi ve ben hangi kitaptan başlayacağımı bilmiyordum... Sonradan kendi alanım olan Tarih serisinden okuma kararı aldım, devamı da böylelikle geldi. Amerikan Edebiyatı 101 ise, tesadüfen karşılaştığım bir kitap oldu, iyi ki de oldu, bilmediğim, keşfetmediğim ne çok bilgi varmış...!
Jack London, ##$##yazarSeolar:i884...$$#$$ ve daha nice değerli yazarlar, şairler... Amerika'nın iç dünyasından da bahseden kitapta, üstte de saydığım, ve adlarını zikredemediğim birbirinden değerli yazarların iç dünyaları, yazar olma serüvenleri, aile yapıları, savaş zamanında yazdıkları, birçok ödüle layık görülmüş nice eserleri kaleme alanlar... Amerikan Edebiyatı 101 kitabını okurken, "Aa böyle mi, bu kitabı da okuma listeme ekleyeyim bir dakika." dediğim çok kısım oldu. Eğer 101 serisini okumadıysanız okumanızı tavsiye ederim, ben bu değerli eseri severek okudum, herkese keyifli okumalar.