Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kronolojik Kitap Potpurisi (1 Yıllık Okumanın En Absürt Hikayesi)
2022’den 2023’e
Yürüme
Yürüme
'ye başladığımda birden ‘’
Bir Kadının Hayatından 24 Saat
Bir Kadının Hayatından 24 Saat
ne kadar önemli olabilir ki’’ diye düşünmeye başlamıştım ki bir
İntibah
İntibah
gerçekleşti. Hayallerim gibi batan
Hepimiz aynı şeyleri hissediyoruz aslında; kin, nefret, acı, mutluluk, aşk... Peki ya öyleyse niçin birbirimizi bu kadar anlamakta zorluk çekiyoruz? Neden dışlıyoruz, nefret besliyoruz, önyargılı davranıyoruz, yargılıyoruz... Belki şu an şanslı bir azınlıktansın; toksun, mutlusun, özgürsün, aşıksın... Peki ya dünyanın en fakir ülkesinde doğmuş , aç , susuz olsaydın? Bir o kadar önemli özgürlüğün olmasaydi elinde, savaş hakim olsaydı ülkene... Etnik kimliğiniz, cinsiyetiniz, ülkeniz, aileniz... hiçbirini biz seçmedik. O yüzden bizim gibi değil diye insanları sınıflamak ne kadar doğru? Kimse "ben" olamayacağı gibi hiç kimse de biz olmak zorunda değil. Sadece sevsek birbirimizi, anlamaya çalışsak... sanki dünya şimdikinden daha yaşanılır gibi olmaz mı?
Reklam
İSTİKLÂL MARŞINI ANLAMA VE ANLATMA ETKİNLİĞİ SONUÇ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ KAHRAMAN ORDUMUZA 👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL) İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Şehit olan arkadaşlarımız için;
Tüm siyasiler ve onların el üstünde tutulan ayrıcalıklı çocukları gemiciklerini yüzdürüp, holdinglerinin ticaretini yönetecek, bakan ve milletvekilleri yüzbinlerce lira maaş alıp mecliste mangal eğlencesi yapacak, kimileri de daha otuzlu yaşlarında kara para ile milyonları götürücek ; kerpiç evlerde, bacası tütmeyen, sırf askerden sonra kendisine güzel bir yaşam kurabilsin diye cepheye giden, gün yüzü görmeyip 20 yaşında da mecburiyetten savaş ortasında kalan bu ülkenin evlatları yani bizim kardeşlerimiz vefat edecek. Sanki savaş durumu kendi egemen emellerinin ürünü değilmiş gibi canını veren arkadaşlarımız uğruna politikalar sürdürülecek. Her savaş kaybediştir arkadaşlar. Helvanın piştiği ev sizin evden uzaksa vatan sağ olsun demek, savaş çığlıkları atmak kolaydır.! Lüks araçlarıyla katılacaklar anma törenlerine: çok üzgünüz vatan sağ olsun nutukları atacaklar. Bakmayın üzgün göründüklerine ! Kolay mı öyle yirmisinde dağlarda anlaşılmaz politikalar uğruna can vermek ? Kolay mı şovenist söylemler uğruna masada çözülebilecek problemler için sayısız kurşunun hedefi haline gelmek ? 40-50 senedir Savaş politikasına ayrılan bütçeler, barış için ayrılsaydı şu anda bu kardeşlerimiz tıpkı bakanların çocukları gibi ailelerinin, sevdiklerinin yanında olacaktı. “Savaşta ölenler sonsuz cennete gidecek” diyen o ulvi duyguları sömüren simsarlar; buyrun bırakın servetlerinizi, bizim arkadaşlarımızı cepheden çekin ve cihad ordularınız ile siz savaşın. Bu savaşın, ölümlerin sorumluları sizlersiniz. sizlerin cenneti bu dünyadayken, yoksul Anadolu evlatlarının cenneti neden öbür dünyada. Gerçekten çıldıracağım !
2009 Ankara Numune Hastanesi
Gidemedim bir türlü yanına. Gözlerindeki nefret o kadar keskindi ki kocaman soğuk bir sınır çizmişti etrafına. Ama yorgundu da, merhamete susamış aciz bakışları vardı hem davet eden hem korkan. Bekledim öylece, uzaktan izledim bir süre. Elimdeki hasta listesinde onun da ismi vardı. Tarafıma dirençli bulantı, kusma nedeniyle konsulte edilen genç
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.