Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
52 syf.
·
Puan vermedi
Ana karakterimiz fakir bir adam ve zor yollarla doktor oluyor ama fakir olduğu için her yerde fazlalık, bir çıkıntı gibi hissediyor. Bir gün patronunun evine sekreter olarak çalışmak için geliyor. Lakin patronunun karısına aşık oluyor. Daha sonra bir görev nedeniyle iki yıllığına Meksika’ya gidiyor. Ama aşkından öldüğü kadını görmeden saatlerce dayanamayan bir adam basıl 2 yıl dayanacak. (Sanki ana karakter benmişim gibi içime sıkıntılar geldiğini söylemeliyim..) İki yıl boyunca taze aşklarını mektuplarla yürütüyorlar. Maalesef çıkan savaş sonucu ana karakterimiz 4 yıl boyunca daha Meksika’da kalmak zorunda kalıyor. Zamanın bazen nefreti, bazen mutluluğu ve bazen de bu kitapta da olduğu gibi aşkı alıp götürdüğünü biliyoruz.. 9 yılın ardından ana karakterimiz ile kadın arasındaki aşk giderek zayıflıyor. Yıllar önce birbirleri gördüklerinde kabaran aşk dolu hisler zamanla köreliyor ve iki yabancıya dönüşüyorlar.. Kitabı okurken tüm duyguları hissettiğimi söylemeliyim..
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,6bin okunma
Mitosun eski hakikatleri şu an, sanki logoi imişler gibi yorumlanıyorlardı, sonunda hayal kırıklığına uğratmaya mahkûm tamamen yeni bir gelişme.
Reklam
İnsan ölmekte olan bir hayvan gördüğünde içini korku kaplar: Sanki kendisi, kendi içinden bir şeyler gözleri önünde yok olmakta, varlığı sona ermektedir. Ama ölmekte olan bir insan, sevilen, değer verilen bir insansa, yok olan hayat karşısında korkunun yanı sıra yüreğinde bir boşluk, bir yara hisseder ve bu yara, fiziksel bir yara gibi bazen öldürür bazen iyileşir; ama dışarıdan rahatsız edici bir temas geldi mi her zaman acır ve içine kapanır.
Sayfa 683Kitabı okudu
Ve son olarak, büyük İmparatorun kahraman ordudan son ayrılışını tarihçiler bize büyük ve dahice bir şey olarak sunuyorlar. Halkın dilinde alçaklığın son kertesi olarak adlandırılan ve bütün çocuklara utanılacak bir şey olarak öğretilen bu son kaçış bile tarihçilerin dilinde bir mazerete kavuşuyor. Tarihçiler, tarihsel usa vurmanın elastikiyetini daha fazla zorlamak imkansız hale geldiği zaman, yapılan eylemlerin bütün insanların iyi ve hatta doğru dediği şeye karşıt olduğu açıkça ortaya çıktığı zaman büyüklük cankurtaranına başvururlar. Büyüklük sanki iyi ve kötü ölçütünü dışarıda bırakır. Büyük için kötü yoktur. Hiçbir facianın suçu büyüğe yüklenemez. Tarihçiler bir kez "C'est grand!"³⁹ (³⁹Bu muhteşem) dedi mi, o zaman artık iyi ve kötü yoktur, "grand" ve "grand olmayan" vardır. Grand iyidir, grand olmayan kötüdür. Grand, onların anlayışına göre, kahramanlar denilen bazı özel canlıların niteliğidir. Ve sıcak kürkü içinde, sadece arkadaşı değil, (onun görüşüne göre) buraya onun getirdiği insanları ardında bırakıp eve kaçan Napolyon içinden que c'est grand diye geçiriyor ve yüreği rahat. "Du sublime (kendinde süblime bir şeyler görüyor) au ridicule il n'y a qu'un pas,"⁴⁰ (⁴⁰ Yüce olmakla gülünç olmak arasında sadece bir adım var.) diyor. Ve tüm dünya elli yıl tekrarlıyor. "Sublime! Grand! Napoleon le grand! Du sublime au ridicule il n'y a qu'un pas." Kimsenin aklına, iyi ve kötü ölçüsüne vurulamayan bir yüceliği kabul etmenin kendi hiçliğini ve ölçülmez küçüklüğünü kabul etmek olduğu gelmiyor.
Sayfa 676Kitabı okudu
52 syf.
7/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Klasik
Stefan Zweig
Stefan Zweig
əsərlərindən biri amma biraz daha bəsit sanki. Həmişəki kimi savaş və sevgi temalı bir əsər. Əziyyətlə həkim olan biri öz müdirinin evində yaşamağa başlayır və bu zaman onun həyat yoldaşına bəzi hislər bəsləməyə başlayır hansı ki , qadının da Ludwig ə qarşı hisləri olur. Daha sonra bu həkim 2 il yaşadığı yeri tərk etməli olur və bu 2 il , 9 ilə qədər uzayır. Bu sırada həkimin müdiri ölür və həkim də bu 9 il ərzində evlənib həyat qurur. Daha sonra isə bunlar yenidən görüşür və o sevgi hisləri hələdə var olub olmadığı sorğulanır.
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,6bin okunma
Savaş buydu demek ki! Anormal olan şeyleri nasıl da normalmiş gibi görmeye başlamıştık. Kendimizle, savaşla, kısacası her şeyle alay ediyorduk. Her şey yolundaymış gibi olaylara mizahi bir gözle bakıyor, adeta başka bir direniş sergiliyorduk. Yaşananlar sanki savaş değil de bir masal gibiydi. Direnişin 'bin bir geceye" sığdırılan bir masal. Kadınlar her gün makyaj yapıyor, erkekler ise yolunda gitmeyen her şey için fıkralar uyduruyorlardı. Her yerde, her şeyde gizli bir direnişimiz vardı...
Reklam
"Kafamda bir savaş çıkmıştı sanki."
Diyor ki: sen de sınavlara gizli çalış nazar değmesin
18. Tüm savaşlar aldatmacaya dayanır. 19. Saldırırken sanki böyle bir imkânınız bulunmadığına, gücünüzü kullanırken sanki hareket etmediğinize, yaklaşırken sanki çok uzakta olduğunuza, uzaktayken de sanki çok yakında bulunduğunuza düşmanı inandırmalısınız.
Sayfa 15 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
286 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir Daha Görüşmeyeceğiz - Konstantin Simonov
Kitap: Bir Daha Görüşmeyeceğiz Yazar: Konstantin Simonov Yayın Bilgileri: Cem Yayınevi – 1982 – 1.Baskı Konstantin Simonov, Lenin ve Stalin ödüllerine layık görülmüş gazeteci ve yazardır. Babası Kızıl Ordu Subayıdır. Babasının mesleği dolayısıyla eğitim öğretim hayatı birçok farklı taşra okullarında geçmiştir. Simonov’u Simonov yapan ise tarihin
Bir Daha Görüşmeyeceğiz
Bir Daha GörüşmeyeceğizKonstantin Simonov · Cem Yayınevi · 198226 okunma
"Sanki Atatürk'ün gidişi ile insanlığa en yakışan şey, barış da yara almış, savaş rüzgarları esmeye başlamıştı."
Sayfa 52
Reklam
368 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Selam... Uzun bir zaman sevdiğiniz serinin yenisini beklerken sizde benim gibi sabırsızlanıyor musunuz... Sin, Evren Serisinin ikinci kitabı! Ve Sis’in devamı...İlk kitaptan hatırlatmalar yapmama izin verin.. Myra, ailesini kazada kaybetmiş genç kızımız dünyada okul geziinde kamp yaptığı esnada kendisini Mars’da bulmuş ve tüm bildiği
Sin
SinAyşe Gül · Otantik Kitap · 202414 okunma
Nerdeyse her zaman savaştan konuştuğumuza dikkat etmişsinizdir tabii. Konuşacak başka bir şeyimizin olmayışından değil bu, bundan başka hiç bir şey bizler için bu kadar güçlü bir ilgi uyandırmıyor da ondan. Başka bir nedeni daha var: Savaş sırasında herbirimiz kendi kişiliğinde her çeşit insanlık deneyimini toplamıştır sanki; bu yüzden, ne zaman herhangi bir şeyin sözü geçse, savaş sırasında olmuş herhangi bir şeyi kesinlikle çağrıştırır dinleyen birisine; o da başlar söze böylece. Bu da konuşmayı savaşa getirir tabii.
256 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
eski yeni, iyi kötü, daha neler neler...
"Fakat hiçbir yaşta ruhu soymaya gelmez. Herkes önünde, hatta kendi önümüzde bile daima giyimli durmalıdır..." İşte yüzdebinbeşyüz katıldığım bir teori. İnsan kendi önünde bile ruhen giyinik durmalıdır. Hep savunduğum bir şey var, psikolojik desteğin benim şahsımda hiçbir işe yaramayacağı. Çünkü ben böyleyim. Kendi kendime bile bu
Kiralık Konak
Kiralık KonakYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 199517,8bin okunma
Rahat yatakta ölmek sanki değil mi tasa? Savaş ve er meydanı bize mezar olmalı.
Sayfa 44 - Ötüken Neşriyat - 35. BasımKitabı okuyor
144 syf.
5/10 puan verdi
İntihar Dükkanı
Ben bu kitabı hiç beğenmedim. Çok sıkıcı ve konu da hep aynı ilerliyor sanki. Anlatımı çok rahatsız edici bir türlü kitabın frekansını yakalayamadım. Pek okumaya değmez ama yine de siz bilirsiniz.
İntihar Dükkanı
İntihar DükkanıJean Teule · Sel Yayıncılık · 20207,3bin okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.