1988''den beri [Almanya'da] araba kullanıyorum. Senelik km rekorum 80 bin, hiçbir sene 20 bin km'den aşağı yol yapmadım. Son 10 yıldır her sene 5 -6 defa Araba ile Türkiye’ye gelirim..
Yüzlerce kez polis çevirmesine takıldım.
Bir keresinde; Müdür Hansı arayacam, Schöneberg müdürünü arayacam, Köln müdürünü arayacam gibi polise diklenene rastlamadım.
Türkiye'de son bir haftada:
- Mehmet müdürü arayacam göreceksin (Dikkkat: Mehmet bey değil, samimiyet var yani :-))
- Ara oradan Kadıköy emniyet müdürünü (kızına söylüyor, telefonunda kayıt varmış gibi),
- Ben devletim, senin maaşını veriyorum, sen kimsin benim ehliyetimi alacak, bana ceza yazacak. Arıyorum şimdi müdürünü...
Ya hu beyler birşey soracam (bu soruyu sorunca bana değil kızacaksanız eşlerinize kızınız); altına araba, eline telefon verdiğiniz hanımlarınızda bu Emniyet müdürlerinin adı, telefon numarası ne geziyor? Bu samimiyet nereden geliyor?
- Önceden Teşkilat, hamili kart sahibi tanıdık vekil, savcı, ilbaşkanı aranırdı, şimdi onlar "out", emniyet müdütleri "in".
Emniyet müdürleri bir çift sözümüz de size; ben sizin masun olduğunuza canı gönülden inanıyorum. Ama birinizde çıkın diyinki; "biz polisimizin, mesai arkadaşlarımızın yanındayız, butür densizlere kimse pabuç bırakmasın, gereğini yapsın".
Bunu diyinki masumiyetiniz pekişsin ve bu bey ve bayanlar sesini kessin.