Yüreğim kendisini bir dahi eski durumunu bulmamak üzere değiştirecek olan gizli olaylara yaklaştıkça hızla çarpıyordu, havanın güzelleşeceğini sezip de keyiflenen hayvanlar gibi. Yaşamımda öyle derin bir iz bırakacak olan bugün, kendisini kutsallaştırabilecek koşulların hiçbirinden yoksun kalmadı Doğa, sevgilisini karşılamaya giden bir kadın gibi süslenmişti, ruhum ilk olarak sesini işitmişti, gözlerim, kolejde düş gücümün canlandırdığı kadar verimli ve değişik görmüştü onu, hayran olmuştu, bu düşlerim konusunda onların etkisini belirtecek güçte değildi, çünkü bunlar, yaşamımın simgesel bir biçimde önceden bildirildiği bir Apocalypse* gibiydi: Mutlu ya da dertli her olay, garip imgelerle, yalnız ruh gözlerinin gördüğü bağlarla ona bağlanır.