-Çünkü ruh her yolda yürür. Ruh ne bir hat üzerinde yürür, ne de saz gibi büyüyor. Ruh sayısız taç yapraklı lotus çiçeği gibi kat kat açılır. -Sayılar biliminde hünerli birisi size ağırlık ve ölçü diyarlarından söz edebilir, fakat sizi oralara götüremez. Çünkü bir insanın bakışı kanatlarını bir diğerine ödünç veremez.
Geceleri uyuma; çünkü bir gece, yüz bin güne değer; o dolunay, geceleri keselerle sayısız altınlar bağışlar. Her gece o bir, o tek padişahın ordusu, mazlumlara yardım etmek için kalkar, dünya göğüne iner. Tanrı, geceleri kalk dedi, abes buyurmadı ya bu sözü; Zühre’nin ışığı da geceleyin yolculuk etmesindedir, Ferkad’in ışığı da. A ham kişi, gecenin dumanıyla Mûsa’nın gördüğü ateşte pişer, olgunlaşırsın; geceye benzeyen mürekkep, o kaleme bilgiyle yardım eder. Gece Leylâ’dır, gündüz de onun peşine düşmüş Mecnun; seher çağı aklının nurunu büklüm büklüm simsiyah saçlarına çekip durmadadır gece. A Mecnun, gece Leylâ’sını kucakla, bas bağrına; gece birlik halvetidir, gündüzdeyse ikilik var, sayılar var. Bil ki abıhayat karanlıklardadır; sen ne biçim balıksın ki deniz suyunu kendin kesersin kendine, denizden kendin mahrum edersin kendini. İtaat edenlere arka olan, onlara dayanç kesilen şu Kâbe’ye bile siyah örtü örterler. Gece Kâbe’sinde kılınan bir namaz, yüz namaza bedeldir; hiç kimse böyle bir mâbedi uyku için kurmaz. Keremde, ihsanda eşi, dengi bulunmayan Tanrı, geceleyin bütün putları kırdı da kendisi kaldı ancak.
Sayfa 771Kitabı okudu
Reklam
...Neolitik Çağ 'ın sonunda beri yeryüzünde üç çeşit insan olmuştur : Üst ,Orta ve Alt .Bunlar çok çeşitli şekillerde kendi aralarında bölünmüştür, sayısız farklı isim taşımışlardır , üstelik göreli sayılar ve birbirlerine karşı tavırları da devirden devre değişmiştir ; ama toplumun bu temel yapısı hiç değişmemiştir.
Büyük sayılar her şeyi çok büyük tehlikelerle karşı karşıya bırakır, bir küme, soyut bir şey, bir işleme konu olabilen bir şey olarak kalmalı, bir öğretinin formülü niteliğini taşımalı, matematiğin anlığını sergilemelidir, yalnızca matematik milyarların güzel olmasına izin verir, oysa bir milyar elmadan tat alabilmek olanaksızdır, bir ton kahve sayısız cinayetleri çağrıştırır, ve bir milyar insan milyarlarca ekmeğe, patatese ve pirinç tayınına olan günlük gereksinimi ile birlikte akılalmaz ölçüde yozlaşmış, acınası, iğrenç, karaborsanın batağına gömülmüş bir konumu sergiler.
Sayfa 222 - Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Abartılan sayılar
Timur'un cepheye sürdüğü birliklerdeki asker sayısı üzerinde kesin bir kanıya varmak pek olanaklı değil. Daha yakın tarihlere kadar bile bu ordunun çok büyük olduğu düşünülüyordu. Halep önünde 700.000 kişilik bir Çağatay ordusundan söz ediliyor, oysaki Timur'un kendisi 40.000 kişiden ibaret olduğunu belirtiyor. Ulu Hakan'ın yaşam öyküsü yazarlarından biri olan Champdor, istifini bozmadan, Anadolu'daki Moğol asker sayısının 800.000 olduğunu bildirirken, başkaları, Ankara savaşında Timur ordusunun 500.000 kişiden oluştuğunu belirtirler. Sayısız eski belge aynı yöndedir: Timur'un yanında bulunan Venedik elçisi Giustianini, bu sayıyı 800.000 olarak gösterir; Yunanlı yıllık yazarı Phrantzes 820.000; Yahudi tarih yazan Haham Joseph 1.000.000 (400.000 süvari, 600.000 piyade); Alman şövalyesi Schiltberger, görgü tanığı olarak, 1.400.000 rakamına ulaşır. Bu ünlü karşılaşmayı incelemiş olan bir tek modern yazar, Timur birliklerindeki asker sayısını "en azından 140.000 asker" olarak gösterir. Ancak bu rakam, bir Türk uzmanının çalışmalarının ardından bir daha artmış olmakla birlikte, açıkça yapılan abartılara karşı sağlıklı bir tepki oluşturmuş, çok büyük rakamlara ulaşmadığı anlaşılmıştır.
Sayfa 297 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Kumarhane bana kapitalizmi, parayı ve hayatı öğreten bir eğitim yeri. En basit faktörleri en karışık biçimde harmanlayan tesadüfi sayılar. Herhangi bir kuralın ya da formülün dahi olmadığı rastlantısal ihtimaller... Kendi şanslarını tesadüflere bağlayanlar, soğuk makinelerle yüz yüze geliyor ve sonra yerlerinden sıkıntılı yüzlerle kalkıyorlardı. Tesadüf, bir kâğıt gibi ince ve hafif... Güneş ışığının içinde uçan bir toz zerreciği gibi anlaşılamayan bir şey. İnsanlar, havada uçuşurken üfleyince kaybolan, hiçbir şey dahi olmayan şeylere paralarını, servetlerini ve geleceklerini bağlıyorlardı. Bunun yaşamımızdan ne farkı var ki? Slot makinesinin önündeki kumarbazlar bir sonraki elde karşılarına neyin çıkacağını bilmezler. Yaşamla birebir yüzleşen bizler de öyleyiz. Yapılan, sadece kolu çekilince makinenin çalışmasından ve önünde heyecanla beklemekten başka bir şey değildir. Sayısız tesadüfle şeffaf olmayan olasılıklar, belirsiz tahminlerle yarım yamalak stratejiler. Sahip olduğumuz şey, hepi topu anca bu kadar değil midir? Ancak yarım yamalak strateji oyunu mahveder; belirsiz tahmin de felaket getirir.
Sayfa 224Kitabı okudu
Geri15
56 öğeden 51 ile 56 arasındakiler gösteriliyor.