Pisagor (M.Ö. 580-500) ve talebelerine göre de âlemin ilkesi sayıdır. Âlem, sınırsızlardan ve sınırlandırıcılardan kurulmuştur. Ahenk birliktir. Bütün zuhura gelişlerde sayı vardır. Herhangi bir şey sayısız ne düşünceyle bilinir ne de kavranır. Sayının varlığını ve özünü on sayısına göre incelemek gereklidir. Zira on, son sayıdır. Her olan bu
Bu kitap, matematik konularından oluşan bir çalışma. Ancak keşfedebileceğiniz daha pek çok şey var. Felaket teorisi, Çin Kalan Teoremi, Denklik bağıntısı, Öklid'in elemanları ve Euler formülü. Fields Madalyası ve dört renk teoremi, İzomorfizma, Lineer cebir, matematiksel tümevarım, matris ve canavar grubu. Pascal üçgeni, mükemmel sayılar, permütasyon grupları, pi, Pisagor teoremi... Liste asla bitmeyecektir.
Kitap az önce saydığım matematiğe katkıları olan onlarca teorinin yanında önemli bilim insanlarını ve matematikçilerin hayatını da konu alıyor; Einstein'in
E = mc² formülünü bulurken yaptığı sayısız hata ve pes etmeyişi, Arşimet'in savaş alanında matematik çalışırken öldürülmesi bize matematiğin ne kadar tutku dolu ve her yerde olduğunu gösteriyor. Kitapta her bölümün sonunda bir problem yer alıyor ve sizden problemleri çözmeniz isteniyor (Çok Geliştirici ve hayatın içinde olan problemler). Matematik tutkunu veya matematiğe yıllar önce küsmüş biri olsanız bile bu kitap herkese matematiği sevdirecek biçimde yazılmış. Yapacağınız tek şey ön yargılarınızdan kurtulmak ve kendinizi matematiğin sonsuz, eşsiz dünyasına bırakmak... İçinizdeki matematikçiyi serbest bırakmak bu kadar kolay.
Alıntılar ;
•İnsan dünyası rahatlıktan yoksun hissettirdiği zaman beni matematik ve yıldızlar teselli etti.
•Matematikte merak, tutku ve istikrar içkin yetenekten daha önemli.
•Sessiz olmayı ve kendi kendime çalışmayı seviyorum.
Pythagoras’ın sayılar öğretisinin yanı sıra en önemli öğretilerinden biri de ruhgöçüyle (metempsykhōsis) ilgili öğretisiydi ve aşağıda açıklanacağını gibi yaşamı sıkı bir perhizle geçirmek gerektiğine olan inancı da bu öğretiyle yakından ilişkiliydi. Pythagoras’ın ruhgöçü öğretisi, ruhun bedenle birlikte ölmediğine, sayısız bedenlere göç edip yeniden hayat bulduğuna inanmasından kaynaklanıyordu. Ona göre bu göçler sırasında ruh bazen insanların, bazen hayvanların, bazen bitkilerin bedenlerine giriyor ve yeniden dirilyordu; kendisi de bu göçü mükerrer defalar yaşamıştı. Hatta taraftarları onun öldükten sonra bir tanrı olduğuna bile inanmıştı.
Bütün sayılar silinmiş: Ne dü, ne penç, ne şeş, ne de öteki inanç ve büyü sözcükleri. Sayısız bir var: Somut bir küp, bir kesme şeker, geometrik bir nesne, boşlukta bir yer tutan: İmgelemsiz, rüzgarını da yitirmiş.
Timur'un cepheye sürdüğü birliklerdeki asker sayısı üzerinde kesin bir kanıya varmak pek olanaklı değil. Daha yakın tarihlere kadar bile bu ordunun çok büyük olduğu düşünülüyordu. Halep önünde 700.000 kişilik bir Çağatay ordusundan söz ediliyor, oysaki Timur'un kendisi 40.000 kişiden ibaret olduğunu belirtiyor. Ulu Hakan'ın yaşam öyküsü yazarlarından biri olan Champdor, istifini bozmadan, Anadolu'daki Moğol asker sayısının 800.000 olduğunu bildirirken, başkaları, Ankara savaşında Timur ordusunun 500.000 kişiden oluştuğunu belirtirler. Sayısız eski belge aynı yöndedir: Timur'un yanında bulunan Venedik elçisi Giustianini, bu sayıyı 800.000 olarak gösterir; Yunanlı yıllık yazarı Phrantzes 820.000; Yahudi tarih yazan Haham Joseph 1.000.000 (400.000 süvari, 600.000 piyade); Alman şövalyesi Schiltberger, görgü tanığı olarak, 1.400.000 rakamına ulaşır. Bu ünlü karşılaşmayı incelemiş olan bir tek modern yazar, Timur birliklerindeki asker sayısını "en azından 140.000 asker" olarak gösterir. Ancak bu rakam, bir Türk uzmanının çalışmalarının ardından bir daha artmış olmakla birlikte, açıkça yapılan abartılara karşı sağlıklı bir tepki oluşturmuş, çok büyük rakamlara ulaşmadığı anlaşılmıştır.
"Sayılar arasındaki nicelik farkını tam olarak kestiremediğinden rekatları hesaplayamadı ve yatsıyı kılmaya gelen cemaate bütün gece namaz kıldırıp onları sayısız sevaba garketti."