Goethe, " En yüksek mutluluğa erenler bile, başka arzular peşinde deli gibi koşarlar." der. Warburton da Schopenhauer'in görüşleri ile ilgili olarak şunları yazar: " Schopenhauer'e göre istediğimiz şeyi elde etmiş göründüğümüzde, bu sefer de başka bir şeyi istemeye başlıyorduk. Milyoner olsaydınız, mutlu olacağınızı düşünebilirsiniz, ama bu mutluluk da çok uzun sürmez. Sahip olmadığınız başka bir şey istersiniz. İnsanoğlu böyledir. Asla tatmin olmayız."
Schopenhaur
Arthur Schopenhauer'in üç tutkusu vardır: Hegel, Yahudiler ve kadınlar. Hegel'e bütün felsefe profesörlerinin simgesi olarak en acımasız küfürleri etmiştir: '' Bayağılık okulu, delilik ve saçmalıklar mezhebi''. Yahudilere, iyimserliğin somut örnekleri oldukları için kızar. Kadınlara gelince, Schopenhauer'e göre bu alık yaratıklar, çocuk doğurarak, insanlığı ve onun dertlerini sürdürmekte kararlı görünürler
Reklam
Şaşkınlara Kılavuz - 1
Hepimiz birer şaşkınız. Ne bildiğimizden emin olmayan, bilmek zorunda olan şaşkınlar. Sanırım az sonra kendi çapımda bir kıyameti koparacağım. 'Ne okunmalı' sorusuna 'neyi niye okunmalı'yı ekleyip ufak bir liste paylaşacağım. Tabi bunlar benim penceremden gördüğüm kitaplar. Dileyen alır, dileyen okur geçer. Kitaplığımdan geriye doğru gittiğimde
" Neden en iyi fikirlerimi hep tıraş olurken buluyorum?"
Freud, yaptığı keşifleri, çok okuma yapmamasına borçlu olduğunu belirtmiştir. Schopenhauer de şunları yazar: " Çok fazla-yani neredeyse bütün gün okuyan ve arada düşünmeksizin, eğlence yahut meşgale ile kendisini eğlendiren kimse, yavaş yavaş kendi kendine düşünme yeteneğini kaybeder, tıpkı at üstünden inmeyen bir adamın sonunda yürümeyi unutması gibi. Birçok eğitimli insanın durumu bundan farklı değildir: Okumak onları ahmaklaştırır. Çünkü her boş vakitte okumak ve sürekli olarak sadece okumak zihni, mütemadiyen elle çalışmaktan daha fazla felç edici bir etkiye sahiptir, zira bu ikinci durumda uğraş kişiye kendi düşüncelerini takip edebilme imkanı sunar. Nasıl ki yabancı bir cismin ağırlığı üzerinden hiç eksik olmayan bir çelik yay sonunda esnekliğini kaybeder; başka bir kimsenin düşünceleri sürekli olarak üzerinde bir baskı yahut tazyik unsuru olarak varlığını koruyan bir zihin de körelir, keskinliğini kaybeder. Sürekli yiyerek bir kimse midesini bozar ve böylelikle bütün bedenine zarar verirse, zihin de düşünce malzemesiyle lüzumundan fazla beslenerek boğulabilir. " Yani Schopenhauer'e göre ellerinin adeta otomatik olarak çalıştığı bir işle uğraşan ve bu sayede vaktin çoğunu kendi düşünceleri ile baş başa geçiren kişi, sabahtan akşama kadar okuma yapan kişiye göre, daha iyi düşünebilir, daha özgün fikirlere sahip olabilir. Hatta Einstein şöyle demiştir:
Arthur Schopenhauer ile Öğrenme Etkinliği
Arthur Schopenhauer amcacım, büyük adamdır! Eğitmenliği, düşünceleri, keşifleri, öngörüleri, zevkleri, hatta yerine göre yergileri bile EfsanE olan bir insan. Karanlıkta kalmış düşüncelerimizi aydınlatmak, var olduğunu bile bilmediğimiz konulardaki boş düşüncelerimizi doldurmak, kulaktan doğma bilgilerle temelleştirdiğimiz düşüncelerimizi yıkmak,
Mutluluk ilizyonu
schopenhauer'e göre mutluluk hiçbir zaman tam anlamıyla yakalanamaz; gerçek anlamda insanı mutlu edecek hiçbir şey yoktur zira tatmin edilmiş her arzu bir yenisini doğurur. ona keza, schopenhauer'in bu felsefesine bağlı kalan freud da der ki: "insan mutlu olmak ister, bu yüzden berbat haldedir." Her şeyden evvel hiçbir insan mutlu değildir; bütün hayatı boyunca hayali bir mutluluk peşinde koşup durur, onu nadiren ele geçirir ve ele geçirse bile, geçirmesiyle birlikte bir yanılsamadan, bir düş kırıklığından başka bir şey kalmayacaktır geride; ve kural olarak sonunda bütün umutları suya düşecek ve limana bir enkaz halinde girecektir.
Geri112
129 öğeden 121 ile 129 arasındakiler gösteriliyor.