Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

epitaph

epitaph
@scrptres
insanlar beni ürkütür, özellikle partilerde. Seksi, neşeli ve zeki olmaya çalışırlar ama değildirler. Olamazlar. Durmadan çabalamalan durumu daha da dayanılmaz kılar.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Ve ben yazar olmak istiyordum. Nerdeyse herkes yazar olduğunu düşünüyordu. Kimse dişçi veya otomobil tamircisi olabileceğinden emin değildir ama herkes yazar olabileceğinden emindir. Sınıftaki elli kişiden belki de on beşi yazar olduklarını düşünüyorlardı. Herkes konuşabiliyor, sözleri kağıda yazmayı biliyordu, demek ki herkes yazar olabilirdi. Ama allaha şükür insanların çoğu yazar değildir, hatta taksi şoförü bile olamazlar ve bazıları -birçoğu- maalesef hiçbir şey değildirler.
Sayfa 144Kitabı okudu
Bütün Amerikalı gençler gibi bana da "kanseri erken teşhis et," denmişti. Erken teşhis etmek için onlara gittiğinde üç hafta sonraya gün veriyorlardı. Bize söylenenlerle gerçek arasındaki farktır bu.
Sayfa 140Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla, giyin, zorla bir şeyler atıştır, sıç, işe, diş fırçala, saç tara, başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsat için müteşekkir olmak için berbat bir trafiğin içine dal. Nasıl razı olunur böyle bir yaşama?
Sayfa 109Kitabı okudu
"Çiçekler ölüler için değildir, ölülerin çiçeğe ihtiyaçları yoktur." dedim. (...) "Ölülere biraz daha saygılı olun." "Yaşayanlara biraz daha saygılı olsak?"
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Etkilenmem kaçınılmazdı ve etkileniyordum. Ama göz yumdum hep gitmesine, koltuğumda çaresiz oturup viskimi içerken radyoda klasik müzik dinlerdim. Barda olduğunu, başka birinin olacağını biliyordum. Ama göz yummak zorundaydım, olaylar kendi çizgilerinde gelişmeliydi.
Kadınlar diye düşündüm, sihirliydiler kadınlar.
Samimiyetle söylüyorum, yaşam beni dehşete düşürüyordu. Yemek, uyumak ve çıplak dolaşmamak için insanın yapmak zorunda olduğu şeyler ürkütücüydü. Ben de yatakta kalıp içiyordum. İçtiğin zaman dünya yine ordaydı, kaybolmuyordu ama boğazına sarılmıyordu en azından.
İnsanların ihtiyacı olan şeydi bu: ümit. Ümitsizlikti insanları cesaretsiz yapan.
Reklam
Modern Kölelik
O savaş günlerinin problemlerinden biri mesai idi. Patronlar daha fazla adam çalıştırmaktansa birkaç kişiyi fazla çalıştırmayı yeğliyorlardı. Adamlara sekiz saatini veriyordun ama yetmiyordu, fazlasını istiyorlardı. Altı saat sonra seni eve yolladıkları görülmemiştir mesala. Düşünecek zamanın kalmamalıydı.
Yalnızlıkla beslenen biriydim; yalnızlığımı alırsanız yemeğimi ve suyumu almış kadar olursunuz. Yalnız kalamadığım her gün gücümden bir şeyler alıp götürür. Bununla övünmüyorum ama önemliydi benim için. Odanın karanlığı güneşti bana.
"Ben" deyince bir boşluk duygusuna kapılıyorum. Öyle unutulmuşum ki, kendimi iyice hissetmek elimden gelmiyor. Benden kalan bütün gerçeklik, var olduğunu hisseden varoluş sadece.
Sayfa 248Kitabı okudu
Bahçeler boyunca uzayan şu beyaz sokakta yalnızım. Yalnız ve özgür. Ama bu özgürlük ölüme benziyor biraz.
Sayfa 230Kitabı okudu
"Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapamayacağımı biliyorum."
Sayfa 214Kitabı okudu
328 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.