200 syf.
·
Not rated
0) Izdırap evrim için iyidir. İnsanın sürekli gelişmesini sağlar. 1) Izdırap kaçınılmazdır. 2) Her zaman kafaya bir şeyler takarız. 3) Kafaya takacağımız şeyi değiştirmeye bakmalıyız. 4) Değer yargılarımızı değiştirebiliriz. Kötü ve iyi değer yargıları vardır. 5) Her şeyin sorumluluğu bize aittir. Başımıza gelen en kötü şeyde bile karar alıp harekete geçmek bizim elimizdedir. 6) Sorunlar kapımızın önüne bırakılan bebek gibidir. Bebeğin bırakılması bizim suçumuz değildir ancak bundan sonra olacaklar bizim sorumluluğumuzdur. 7) Değer yargılarımın iyi olması benim sorumluluğumdur. 8) Kötü değer yargıları, popüler olmak gibi dışa bağlı şeylerken; iyi değer yargıları, yaratıcılık gibi içten gelen değer yargılarıdır. 9) Özel değilsiniz, sorunlarınızı mutlaka bir insan daha yaşadı, hatta sizin tanıdığınız şu an hayatta olan bir insan bile yaşadı. 10) Sizden daha başarılı bir insan daha önceden sizden daha fazla başarısızlık yaşadı. Onu başarılı yapan da bu oldu. Bunlar okumamdan çıkardığım sonuçlar. İyi okumalar dilerim.
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama SanatıMark Manson · Butik Yayınları · 201713.3k okunma
Namazda Allah’ın huzurunda olduğunu bütün varlığını hissedemiyor, Kur’an okurken de ayetlerin anlamları üzerinde kafa yoramıyorsan, bilki, sende kibir, benlik iddiası veya daha başka bir şeyler vardır! Yüce Allah şöyle buyuruyor: Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerinden uzak tutacağım! Araf, 7/146
Reklam
Secde Suresi
7. O, odur ki, yarattığı her şeyi güzel yarattı. Ve insanın yaratılışına çamurdan başladı. 8. Sonra, onun neslini bir üsareden, hor görülen bir sudan oluşturdu. 9. Sonra, ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz!
Sayfa 342
İdeal ümmetin; Allah'a teslim olan (Bakara, 2/128), hayırlı ve faziletli işler yapan (Bakara, 2/143), iyiliği emredip kötülükten sakındıran (Al-i Imran, 3/104), hak ve adaleti gözeten (Araf, 7/159, 181), özellikle geceleri kıyamda durup Allah'ın ayetlerini tilavet eden ve secde eden (Al-i İmrân, 3/113), Allah'a karşı derin saygı ve sorumluluk duygusuyla hareket eden (Mu'minün, 23/52) müminlerden meydana geldiğine dikkat çekilmektedir. Bu özelliklere sahip kişilerden oluşacak ideal ümmet, günah ve düşmanlıkta değil iyilik ve takvada yardımlaşarak (Maide, 5/2) Allah'ın vadettiği dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşacaktır.
İlk Şehadet: Lâ İlâhe İllallah...
Lâ ilâhe illallah islam’da her ibadet türünün kabul olması için rükünleri ve şartları vardır. Namazın kabul olması için insanın aklının başında olması, yaşının tutması, abdest üzere olması, avretinin örtülü olması vs. gibi şartları vardır. Bu şartlar yerine gelirse kuldan kabul edilmesi için yerine getirmesi gereken ilk Tekbir (Namaza başlarken Allâhu ekber denilmesi), Fatiha (Namazın her rekâtında okunulması gereken Kur’ân'ın ilk sûresi), Ruku (eğilmek), secde vs. gibi rükünler vardır. Aynı şekilde, en büyük ve en asıl ibadet olan Lâ ilâhe illallah’a şehadette de bu değişmez. Lâ ilâhe illallah’ın yedi tane şartı vardır: 1)- İhlas; Yalnızca Allâh için olması. Bu, şirki (Allâh’a ibadette ortak koşmayı) ve riyayı (övgü alabilmek adına amel etmek veya gösteriş yapmak) iptal eder. 2)- Sıdk; Samimi olarak doğru söylemek, doğru olmak anlamına gelir. Bu nifakı (Bir şeyi söyleyip veya gösterip aksini gizlemek) iptal eder. 3)- Kabul; Kişinin onun anlamını gerektiren inançları ve amelleri yerine getirerek kabul etmesi. Bu reddetmeyi iptal eder. 4)- İlim; Söylerken taşıdığı anlamı, gerekliliklerini ve onu geçersiz kılacak şeyleri bilmek. Bu cehaleti iptal eder. 5)- İnkiyad; Söylerken denilene itaat edip anlamına ve gerekliliklerine göre amel etmek. Bu da terk etmeyi iptal eder. 6)- Muhabbet; Insanın bunun anlamını sevmesi. Bu da nefreti iptal eder. 7)- Yakîn; Söylenilenin anlamına kesin bir şekilde inanmak. Bu da şüpheyi iptal eder. ▪️Ebu Hacer Eş-Şami▪️ Tevhid ve Sünnete Giriş
7/Araf Suresi
189. O, sizi bir tek nefisten yarattı ve kendisi ile sükunet bulsun diye ondan eşini var etti. Eşini sarıp örtünce, eşi hafif bir yük yüklendi. Bir müddet böyle geçti. Yükü ağırlaşınca her ikisi de Rabb'leri olan Allah'a: "Eğer bize salih bir evlat verirsen elbette Sana şükredenlerden olacağız." diye dua ettiler. 190. Fakat onlara, salih bir evlat verince; kendilerine verilen şeyde ona ortaklar koşmaya başladılar. Allah, onların ortak koştukları şeyden yücedir. 191. Hiçbir şey yaratamayan, aksine kendisi de yaratılmış olan şeyleri mi ortak koşuyorlar? 192. Oysa onlar, ne onlara yardım edebilirler ne de kendilerine yardım edebilirler.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.