Başta Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin, geleceğimize ışık olanlarımızın öğretmenler gününü kutlar, en iyi zamanları kendileri için canı gönülden dilerim. Öğretmenler günü kutlu, mutlu ve huzurlu olsun!
Çok iddialı bir araştırma kitabıdır bu kitap. Aynı zamanda bazı olaylar açısından da kanıt niteliğindedir.
Bir İnkılaptır Namaz kitabından sonra en sevdiğim kitap oldu şimdilik, bakalım daha güzelleri denk gelecek mi..
İçeriği öylesine güzel ki alıntı yapmaya
Harf inkılabının iflas ettiğini bilen yetkililer, 1942 yılının Ocak ayında Cumhuriyet tarihinin en meşhur ödülü olan "CHP Roman Mükafatı" müsabakasını tertip etti. Latin yazısı tecrübesinin fiyasko olmadığını göstermek istiyorlardı.
Bu yüzden yalnızca harf inkılabından sonra neşredilen romanların iştirak edebildiği bir müsabaka tertip
Dönem kitaplarını yazmak,edebi haz uyandıracak kitaplar yazmaya benzemez zannımca.Karakter yaratırken dönemin koşullarını doğru irdelemek gerekir.İyi bir tarih birikimi ve tarihten kopmama,tarihin gerçeklerine bağlı kalabilme koşuluyla yazabilirsin.Dili ağır diye bir eleştiri yapamam,sadeleştirilmiş tarzı mevcut ve akıcı bir şekilde okuttu kitap kendini bana.Kuvayı milliye mevzu gayet tabii değinilmesi hasıl olan bir meseleydi tarafsız şekilde değinildiğini düşünüyorum,en azından yaşanan zorlukları,saf değiştiren insanları,gazi psikolojisini kitabın içinde samimi bir biçimde gördüm ben.O döneme götürdü beni yazar.Çolak Salih'e içim acıdı.İstanbullu hocaya "kurtul şu ikilemden,gecikmeden"diye kitap arkasından çok bağırdım.Çerkez Ethem'in konuşturulması bana çok ilginç ve sahici geldi.Yazar sanki adama derdini anlatmak için izin vermiş.Çekmiş bir sandalye adam;bize derdini anlatıyor,savunma yapıyor.İstanbullu hocanın dönüm noktası,karar değiştirme süreci çok çok hızlı geçilmiş.Kurgusal hata olduğunu düşünüyorum.Okuduğumuz tarih kitaplarından farklı olarak Karakol cemiyetine yönelik söylemler bana abartılı geldi.Küçük Ağa adını duyduğumda ben daha farklı bir küçük Ağa bekliyordum,ne diyeyim :) Ben Halide Edib'in,Yakup Kadri'nin romanlarından aldığım lezzeti ne hikmetse alamadım.Ama beğendiğimi söylemeliyim.
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 201510k okunma
Kitaplarla Otuz Yıl
Mehmet Fatih Kaya’nın, Rıhle dergisinin Ekim-Aralık 2009 tarihli 7. sayısında yayınlanan “Kitaplarla Otuz Yıl” başlıklı bir yazısını alıntılıyoruz.
Kendimi bildim bileli kitapları sevdim hep. Tabir caizse, fıtrî-ıztırarî bir sevgi bu; kesbî-ihtiyarî değil. Kitabın olduğu bir evde büyüdüm. Bu, şimdi anlıyorum, ne büyük
Evet, kabuğuma çekilmiş yaşıyorum belki. En iyi dostlarım kitaplar. Artık insanlara fazla inancım kalmadı. Belki tabiata... Babana sorsan benim ömrüm bomboş geçmiştir. O yaşamaktan anlamaz dermiş orda burda...