Beşinci Çocuk’un Uyandırdıkları
* Gerilim dozu sürekli arttığı için baştan sona merakla okunan, okurda ebeveynin yerinde ben olsaydım ne yapardım sorusu uyandıran; ahlaki seçimler, annelik, toplumsal normlar, aile ve akrabalık ilişkileri, çocuk psikolojisi vb. pek çok konuda okuru düşündüren, tartışma alanı açan bir kitap.
* Rosemary’nin Bebeği, Kevin Hakkında Konuşmalıyız vb. filmlere de konu olan canavar/şeytani çocuk imgesi ve buna duyulan evrensel korku üzerine kurulu. Özellikle böyle bir çocuk sahibi olma korkusu, ayrıca böyle “anormal” bir çocuğu sevememenin getirdiği suçluluk duygusu.
* Kitap için bazı yerlerde her ne kadar “gotik korku” nitelemesi yapılsa da meselenin doğaüstülüğü pek de öne çıkmıyor, aslında Lessing’in aşağıda paylaştığım videolarından birinde de dikkati çektiği gibi mesela otistik çocuk sahibi ebeveynler kitapta nasıl da kendilerini gördüklerinden söz ediyormuş.
Dolayısıyla kitap Ben’in aşikâr anormalliği ve bunun yarattığı soru işaretleri (Neandertal ataların genlerinden bir kalıntı olabileceğini de düşünüyorlar), öngörülemezlik nedeniyle gerilim yaratmakla birlikte bütünüyle doğaüstü bir korku filmi havasına bürünmüyor.
Doris Lessing’in kitap üzerine konuştuğu, aldığı okur tepkilerinden de söz ettiği üç kısa video var:
youtube.com/watch?v=RwaljrK...
youtube.com/watch?v=eXjc16S...
youtube.com/watch?v=BakbwUb...
Gece vakti, çölü bir el arabasını çekerek geçen bir baba.
Arabanın içinde annesiz iki çocuk; iki kardeş; biri kız, biri
erkek. Küçük Peri için ağabeyi Abdullah, ağabeyden çok öte.
On yaşındaki Abdullah'a sorsanız Peri, her şey demek.
Köylerinden Kabile varmak için çiktıkları yolculuğun
sonunda aileyi yürek parçalayıcı bir son bekliyor. Fakat
aslında bu bir son değil.. Kardeşlerin başlarına gelenler
-yakın ya da uzak- ilişki kurdukları tüm insanların hayatlarında nesiller boyu yankılanacak. Hayat farklı aileleri sevgi ve fedakârlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duygularla sınarken, karalkterlerin başlarına gelenler ve yaptıkları seçimler, kitabın her biri ayrı bir renk ve lezzet taşıyan katmanlarını oluşturuyor. Afganistan'ın küçük bir köyünde doğan ve okuru Kâbil'den Parise, San Franciscodan Tinos adasına taşıyan bu öykü, her sayfada renklenip güçleniyor.
Ve Dağlar Yankılandı, bizi biz yapan değerler üzerine
düşündüren, ustalıkla yazıldığını her bölümde yeniden
kanıtlayan, büyüleyici bir roman. Uçurtma Avcısı ve
Bin Muhteşem Güneş ile dünya çapında sevilen bir yazar olan Khaled Hosseini'nin yazarlığında bir dönüm noktası.
303 syf.
6/10 puan verdi
·
Liked
Roman, hümanist ve nihilst bir doktorun cehalet ve veba salgını ile savaşması konusu üzerine kurgulanmıştır. Camus Oran'da başlayan insanların mücadelesinin hayat ve ölüm arasında kaldığı ince çizgiye veba adını vererek tasvir etmiş ve romanı bu kurgu üzerine yazmıştır. Vebanın ortaya çıkışı sırasında insanların değişik şekillerde gerçeklerle yüzleşmeye başlamaları da romanın algısal olarak vermek istediği iletilerden sadece biridir. Öte yandan Veba'da işlenen esaret duygusu ve bu duygudan kaynaklanan bağımlılık dünya çapında hem geçmişteki hem de gelecekte olabilecek yıkımları temsil etmekte ve bunun sonucunda da tüm bu olanlar karşısında insanların hayatta kalmak için zor seçimler yapması gerektiği anlatılmaktadır.
Fransızlar Cezayir’i işgal ettikleri dönemde kitabı kaleme alan yazar, işgale tepkisini veba salgınını işgalle tasvirleyerek belirtmiştir.
Kitap okuyucusunun beğenmeme lüksü yoktur açıkçası ama beklentimi karşılamadı. Bu birazcık benim suçum olsa gerek. Çünkü kitaptan beklentimi baya yüksek tutmuştum. Keyifli okumalar dilerim..
Zor olan seçimler
"Melody seçme şansın olsaydı konuşabilmeyi mi isterdin yoksa yürüyebilmeyi mi? Konuşmak. Tahtamda işaret ettim. Kelimelerin üzerine tekrar vurdum. Konuşmak. Konuşmak. Konuşmak.. Söyleyecek öyle çok şeyim var ki..."
Disiplin, gelenek, onur bu katı çizgilere sığamayan, ailelerin çizdiği sınırlar, kurallar arasına sıkışıp kalan şiir sevdalısı bir grup gencin hikayesi. Bir öğretmen ve hayatı değişen öğrenciler.
Ölü Ozanlar Derneği (1989), oldukça başarılı ve senaryosuyla epey ilgi çekmiş bir filmdir. Senaryosunun bu kadar iyi olması ona En İyi Özgün Senaryo
ismi ile müsemma, hatta kapak tasarımı ile müsemma birbirinden değerli sekiz hikayeden bahseder; Ötekileri Görmek.... Paramparça hayatlar, yamalı ruhlar....
kadınlar üzerine yazılmış gerçek trajik sonlu hikayeler beliyor sizi. şöyle bir oturup sakince düşününce kadınlar üzerine hem konuşan ve yazı yazan hem de şiddet uygulayıp öldüren insan
