“Çehrelerin büyük çoğunluğunda izleri belirgin olan sıradanlığın damgası, bayağılığın ifadesi gerçekte şuna dayanır: Bu çehrelerde bunların bilmelerinin istemelerine sıkı sıkıya bağlı olması, bu ikisini birbirine bağlayan sağlam zincir ve bundan ileri gelen, irade ve onun amaçlarıyla ilişki içerisinde olmadıkça şeyleri kavrama imkânsızlığı görünür hale gelir. Diğer taraftan bütün yüksek kabiliyet ve yetenek sahibi adamların birbirlerine (aynı ailenin mensupları olarak kabul edecek denli) aşikâr benzerliğini oluşturan dehanın ifadesi, yüzlerinde aklın iradenin hizmetinden özgürlüğünü, serazatlığı, bilmenin istemeye baskınlığını açık seçik biçimde okumamızda saklıdır. Istırabın her türü istençten-istemeden kaynaklandığı, beri tarafta bilme kendi içinde ve kendi başına ıstırapsız ve sakin-dingin olduğu için, bu onların iradenin ve onun ihtiyaçlarının hizmetine tabi olmayan yüksek alınlarına ve açık, nüfuz edici bakışlarına muhteşem bir görünüm, deyiş yerinde ise tabiatüstü, gayrı dünyevi sükûnet (asûdelik) verir.”
Sayfa 48 - Say Yayınları
Genel olarak irade ile akıl ara­sında her türlü orantısızlık bir insanı er geç mutsuz eder. `
Reklam
Dolayısıyla bir çehre hakkında tamamen nesnel bir izlenim veren ve şifresinin çözümünü mümkün kılan kelimenin tam anlamında ilk bakıştır. `
Sen sus gözlerin konuşsun :)
Dil bir insanın sadece düşüncelerini ele verir, oysa çehre tabiatın düşüncesini dışa vurur. Dolayısıyla herkesi dikkatli bir şekilde gözlemlemek zahmete değer bir uğraştır; herkesle konuşmak böyle bir zahmete değmese bile.
Özgün, alışılmadık, hatta ölümsüz fikirlere sahip olmak için kişinin bir kaç dakikalığına dünyaya ve eşyaya, en alışıldık nesneler ve en bilindik olaylar bütünüyle yeni ve yadırgatıcı görünecek derecede yabancılaşması yeterlidir.
Hiçbir makam, mevki, soy sop farkı yoktur ki, kafalarını sadece bellerinin hizmetinde kullananlarla, "Hayır! Kafa bunun için kullanılamayacak kadar değerlidir, o sadece kendi bilgisinin hizmetinde kullanılmalıdır!" diyecek cesarete sahip olanları birbirinden ayıran derin uçurum kadar büyük olsun. Böyle az bulunan insanlar, bu dünyanın olağanüstü ve çok çeşitli manzaralarını keyifle izleyip düşünerek, aklın bunları ister sanat ister edebiyat olarak yeniden üretmeye çalışması gerektiğine inanırlar. Onlar dünyanın gerçek soyluları, hakiki asilzadeleridir. Diğerleri köleler ve ırgatlardır.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.