... Dolayısıyla deha bir kimsenin bu dünyadaki mutlu talihi için her zaman elverişsiz bir unsurdur.
Bir parçacık zekilik ve kurnazlıkla bir araya geldi miydi, işte size bir devlet adamı yahut ordu komutanı... Eğer buna bir de dikbaşlılık ve küstahlık eklenecek olursa uygun koşullar altında bu birleşim, dünya tarihinde meşhur bir karakteri bile doğurabilir.
Reklam
Kalan zamanlarda onlar iş adamıdır, beşikten mezara alım satımla uğraşanlar, hayatın getir götür işlerini yapanlardır. Zevkleri bütünüyle bedenidir, çünkü başkaları için duyarlıkları yoktur.
Ancak bütün hayvanların en zekilerinde, köpeklerde ve maymunlarda bir şeyle meşgul olma ihtiyacı, dolayısıyla can sıkıntısı varlığını hissettirir. Bu yüzden onlar oyun oynamayı ve gelip geçenlere dik dik veya şaşkın bakarak kendilerini eğlendirmeyi severler.
Hayvanlarla birlikte bilgi, ilave bir şey olarak gün yüzüne çıkar; ama yine de bu tümüyle dürtülerle, en yakın ve en acil dürtülerle sınırlı kalır. Dolayısıyla onlar da sadece varoluşta tam bir tatmin bulurlar ve bu onların hayatlarını doldurmaya yeter.
Bitkilerin hayatı sadece varoluş çemberinin içinde cereyan eder; dolayısıyla onların zevki bütünüyle öznel olan kör (algısız, ilgisiz, bilgisiz) bir hoşlanmadır.
Reklam
Hukuki ve rasyonel temelden yoksun, şeffaf olmayan mezhep cemaat ve tarikat gibi oluşumlar, "seçkinlik" algısı yaratarak(30/32) var kalırlar.
Postmodernizmin yükselişiyle hakikat kavramı itibarsızlaştırıldı ve entelektüellik karalandı, seçkinlik olumsuzlandı. Bu temeller, yirmi birinci yüzyıla gelindiğinde iyice sağlamlaştı ve hakikatin önemsizliği adı verilen dönem Trump'ın ABD başkanlığı ve Brexit gelişmeleri sonrasında kendisini kesin bir şekilde duyurdu. Hakikatin önemsizleşmesi, bize yeniden bu propagandacı popülist dönemi yaşatabilecek bir altyapı sunuyor. Bu yüzden tehlikeli.
Sayfa 71 - Karakarga YayınlarıKitabı okudu
Bir kadının kalbine er ya da geç tahribat veren şiddetli bir duygu olmadığında,genç heveslerini ölçüsüz bir seçkinlik aşkıyla dolduruyor ve soylu olmayanlara karşı çok derin bir küçümseme hissi duyuyordu.
Edindiğimiz nesneleri nasıl kullanırız? Önce yiyeceklerle içeceklerle başlayalım. Zenginlik, seçkinlik kuruntularımıza uygun düşüyor diye besleyici olmayan, tatsız (bembeyaz, "taptaze") francalayı yeriz. Aslına "yediğimiz" bir kuruntudur, yediğimiz nesnelerin gerçekliği ile ilişkimizi yitirmişizdir. Damağımız, bedenimiz, aslında kendilerini ilgilendiren yeme eyleminin dışında bırakılmıştır. Markalardır içtiğimiz. Bir şişe Coca Cola içerken Coca Cola reklamındaki cana yakın kızla, oğlanın resmini içeriz "hayatın gerçek tadı"nı içeriz; Amerikalıların o büyük tiryakiliğini içeriz bu seçmede damağımızın yeri en sonda gelir. Tüm gerçekliği reklam kampanyası ile yaratılan yalancı bir imgeden oluşan "sağlığa yararlı" sabun ya da diş macunu gibi tüketim maddelerine gelince, durum daha da kötüleşir.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.