N.

N.
@secretgarden_
"Akmamak için kendini tutan suyu gördüm."
Dört
"Aynadaki kadın benim zıttım," demişti, "ben ne kadar ev haliysem o, o kadar sokak. Ben sokulgan isem, o başını alıp giden. Ben gündüzüm, o gece... Çapkın, güçlü, özgür."
Sayfa 36 - Müzeyyen
Reklam
Her şeyin doğru bir zamanı var, hayatın sana sunduğu zamanlamaya güven.
Sayfa 70
8
Hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir dünyanın en ucunda yaşıyoruz.
Sayfa 114 - Orrec

Reader Follow Recommendations

See All
Nereyi seversen orası senin dünyandır.
Reklam
Kötüye Gidiş
"Evet. Sen git," dedi adam ve kadın, bir kadına hükmeden zorunluluklar karşısında bir erkeğin vurdumduymazlığını düşünerek gitti. Zorunluluklar: birilerinin uyumakta olan çocuğun yakınlarında olması, birinin özgürlüğünün diğerinin özgürlüksüzlüğü anlamına gelmesi gibi; eğer onun şu anda iki bacağı üzerinde yapmakta olduğu gibi -önce biri sonra diğeri- bu harikulade sanatın, yürüyüş sanatının uygulamasında olduğu gibi, ileri doğru hareket eden bedendeki denge gibi, sürekli değişen, hareketli bir denge sağlanmazsa... Sonra gökyüzünün derinleşen renkleri ile rüzgarın yumuşak anları düşüncelerinin yerini aldı. Metaforlardan uzak, yürümeye devam etti, kumtaşı kayalıklarına gelinceye kadar. Orada durdu ve güneşin yüce ve al pus içinde kayboluşunu seyretti.
Sayfa 67
Hort Kenti
Büyük kararlar almak zorunda olduğunda çok dikkatli yap seçimini Arren. Gençken varlıksal yaşam ile eylemsel yaşam arasında bir seçim yapmam gerekti. Ben de ikincisinin üzerine balıklama atladım. Fakat insanın yaptığı her iş, her eylem, kendisine ve sonuçlarına bağlıyor insanı, tekrar tekrar harekete geçmesine neden oluyor. Sonra, iki eylem arasında durup da yalnızca var olabileceği bir boşluğa, şimdiki gibi bir ana çok nadiren rastlayabiliyor insan. Ya da her şey bir yana, kim olduğunu düşünebileceği bir ana..
Sayfa 41 - Çevik Atmaca
Roke Ustaları
Geçmişi inkar etmek, geleceği inkar etmektir. İnsan kendi alın yazısını kendi yazamaz: Ya kabul eder, ya inkar eder. Eğer üvez ağacının kökleri derinde değilse, başı göğe ermez.
Sayfa 34 - Başbüyücü
Erreth-Akbe'nin Halkası
Sen sarılıp sarmalanmış, üstü örtülmüş, karanlık bir yere gizlenmiş bir fener gibisin. Yine de ışığın parıldıyor; ışığını söndürememişler. Seni gizleyemiyorlar. Işığı bildiğim gibi, seni bildiğim gibi, senin ismini de biliyorum Tenar.
Sayfa 114
Büyük Hazine Odası
Bana görülmeye değer bir şey göstermemi söylemiştin. Ben de sana, seni gösterdim.
Sayfa 95
Reklam
Düşler ve Masallar
Bu ilk seferinde pek uzağa gitmedi; mutlak yalnızlığının ve bağımsızlığının garip, acı ama yine de hoşuna giden o kesinliği, içinde büyüyüp onu tekrar tekrar geri çağıracak ve her seferinde daha uzaklara götürecek ölçüde kuvvetleninceye kadar ilerledi.
Sayfa 53
Gölgenin Serbest Kalışı
Fakat gerçek şu ki, insanın gerçek gücü, büyüyüp bilgisi arttıkça izleyebileceği yol, iyice daralıyor. Ta ki, en sonunda sadece ve sadece mutlaka gerekenden başka yapacak şeyi kalmayıncaya kadar...
Sayfa 78
1
Her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? Anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir? Tanıklarla, kanıtlarla, uygun adım yürümek için ikide bir ayak değiştirme imkânı veren gerçeklerle ne kadar üstümüze gelseler, boşuna! İnanmayız. "Geçen bir şey yok!" diye bağırırız. "Her şey tam da şimdi yaşanıyor!"
Sayfa 5