Bir tanrıça kendini asla başkalarının terazisinde tartmaz!
Sayfa 363Kitabı okudu
Tanrılar, kendi hikayelerini yazan ölümlüleri eşitleri gibi severler. Haşin ve şefkatsiz.
Sayfa 362Kitabı okudu
Bir: Asla yapmadığınız bir şey için özür dilemeyin. İki: Kendinizi gereğinden fazla açıklamaya çalışmayın. Üç: Asla başarılarınızı hafife almayın. Dört: Hiçbir zaman lafa 'Yanlış düşünüyor olabilirim ama...' diye başlamayın. Beş: İstemediğiniz sorulara asla cevap vermeyin. Altı: Hayır demekten kaçınmayın. Yedinci kural ise..."
Sayfa 350Kitabı okudu
Reader Follow Recommendations
Aşk bir tereddüt anında gelir hanımlar. Bir küçük tökezleme ve eşiniz biter. Yılların tecrübesi, bir ömrün zaferleri, külyutmaz aklın yaş tahtahaya basmazlığı... Bir küçük tereddüt anını bekler aşk, kurduğunuz saray devrilir.
Sayfa 247Kitabı okudu
İnsanlardan uzak, çiçeklere yakın yaşayanların katmansız, şüphesiz sevinci.
Sayfa 207Kitabı okudu
Hakikatte kadınlar, bu ålem içinde başka bir ålemde yaşarlar. İçine aşklarını ve büyülerini üfledikleri bir ålemdir bu. Erkekler biteviye o ålemi hırpalar, yıkar. Kadınlar ise yeniden üfleyerek nefesleriyle kurarlar o alemi. Kadınlar, erkekleri de üfleyerek var ederler. Bir erkek, bir kadının nefesi kadardır, başka hiçbir şey değildir"
Sayfa 126Kitabı okudu
"Anlayacaksınız ki hayat sizin nefesinizde. Başka hiçbir yer de, hiçbir şeyde değil. Hayatı siz kuracaksınız. Nefesinizi üfleyeceksiniz... Hayat... Nefesinizin yettiği kadar"
Sayfa 126Kitabı okudu
Madam Lilla, yaylalara çıkmış bir kısrak gibi alıyor rüzgârı yüzüne. Topuzdan kurtulmuş beyaz perçemlerini aralık camdan esen rüzgâra yer yer artistik görünecek şekilde verirken bir çeşit alternatif turizm tur rehberi gibi..
Sayfa 113Kitabı okudu
Bir avuç kum aldım elime. Daldım gittim. İpek gibi bir şeydi. Toz gibi değil, hiçbir şey saklamıyor içinde. Her bir zerresi milyon yıllık ölülerin fısıltısı sadece. Hiçin zerreleri, hava gibi hafif. Böyle bir toprağın böyle bir tanrısı elbette...
Sayfa 102Kitabı okudu
Çölde güneş uzun uzun batıyor. Arabadaki herkesin yüzü kızıl. Çöl mor. Yeterince kalırsan orada hiç olursun, böyle diyor çöl, tane tane hiçbir şey söylüyor. Yok gibi hafifliyor insan. Anlatılacak hiçbir şey kalmıyor. Sözcüklerden temizliyor insanı, öyle güzel.
Sayfa 101Kitabı okudu
"Hanımlar... Bazen hayatınıza geri kabul edilmek için yapabileceğiniz hiçbir şey kalmaz. Denedikçe düşkünleşirsiniz. Bir küçük hata... Küçücük bir şey bütün hayatınızı silip atar. Hep birlikte size gülerler. Sizin olmadığınız her yerde bundan emin olmanız için her şeyi yaparlar sizden bahsedilir ve gülünür. Küçük düşersiniz, ezilirsiniz... Tiksinti uyandırır bir zamanlar hayranlıkla bakılan yüzünüz. Başlarını çevirirler. Artık sizi sevmek yasaklanmış gibidir. İsminizi anmaya cesaret edenlerle bile selamı sabahı keserler. Birkaç düşkün şövalye kalır geriye, belki birkaç vefakår...
Sayfa 73Kitabı okudu
Bakma sen, kadınlar tanrıçalarını asla terk etmezler. Sadece gizlenmeleri için onlara yeni kostümler dikerler!
Sayfa 67Kitabı okudu
İnsan gecenin seslerini ancak bir maceraya ikna olmak istediği zaman bu kadar uzun dinliyor.
Sayfa 4Kitabı okudu
"Dünyanın ebadı insanların hâlâ kavrayamadığı bir şey; küçücük ama aynı zamanda çok büyük. Myanmar'daki bir sokak çocuğunun istr rabını asla bilemeyecek, İzlandalı bir balıkçının mızrağıyla vurulmuş bir balinanın etini asla tadamayacaksınız. Buna rağmen erişimimize açık bilgiye bir bakın. Her şeyi bildiğimizi sanıyoruz. Kendimizi aldatıyon Elimizdekileri hak etmiyoruz, kibina de una mız da mümkün değil."
Sayfa 194 - DomingoKitabı okudu
