rumeysa

Ne yârdan geçerim, ne serden; Ne denizlerden, ne gökyüzünden ama... Birakmiyor son gördügüm, Birakmiyor geçim derdi.
Reklam
Aglasam sesimi duyar misiniz, Misralarimda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim sarkilarin bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz oldugunu Bu derde düsmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her seyi söylemek mümkün; Epice yaklasmisim, duyuyorum; Anlatamiyorum.
Arzular başka şey, Hatıralar başka. Güneşi görmeyen şehirde, Söyle, nasıl yaşanır?

Reader Follow Recommendations

See All
Bir defa geçtiğiniz yoldan bir daha geri dönmeyeceksiniz. Çünkü lüzumsuz geri dönüş bir başarısızlıktır, tekrara düşmektir, ufku kapatmaktır.
Bir yol tıkalıysa diğerinden gidersiniz, o da yoksa üçüncü yoku siz yaratırsınız. Bu bütün hayatınız için geçerlidir.
Reklam
Akılsız davranış işe yarar bazen. Demek ki tanrısal bir güç karışıp işe, Biz ne taslaklar çizersek çizelim, Son biçimi veriyor kaderimize
Kör müsün sen? Aşk diyemezsin buna; Senin yaşında coşkun değildir insanın kanı, Durgunlaşır, akla uydurur aşkını.
Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk bu dünyanın şahidi olmaktı.
Acı da yaşamın kader ve ölüm kadar silinmez bir parçasıdır. Acı ve ölüm olmaksızın, insan yaşamı tamamlanmış olmaz
Reklam
Dostoyevski bir keresinde şöyle demişti: “Beni korkutan tek şey var: Acılarıma değmemek.” Kamptaki davranışları, acıları ve ölümleri, son içsel özgürlüğün kaybedilmeyeceği gerçeğine tanıklık eden şahitlerle tanıştıktan sonra, bu sözler sık sık aklıma geliyordu. Bu insanların çektikleri acıya değdikleri söylenebilir; acıya katlanma yolları, gerçek bir içsel başarıydı. Yaşamı anlamlı ve amaçlı kılan şey de, insanın elinden alınamayan işte bu ruhsal(tinsel) özgürlüktür.
Acı da verse hoşlanmadığımız kendimizle yüzleşir bilmeli ve bu yüzden asla kendimizi lanetlememeliyiz. kendini lanetlemek ya da kendine acımak insanın sorumluluklarını görebilmesini engeller. Güçlülük yürekli olmayı gerektirir yüreklilikse insanın kendi gerçekleriyle yüzleşebilmesini içerir. İnsanın kendine yabancılaşması pahasına kazanılan güç gerçek güç değildir. Güçsüzlüğümüzü yaşayabilecek yürekli gösterdiğimiz bir anda biri bizi küçümserse bu onun sorunudur.
Bazı insanlar yaşam boyu karşılaştıkları düş kırıklıkları sonucu beklentilerini bir sınır içinde tutma eğilimi geliştirirler. gerçekleşmesini çok istedikleri bir olaya çok yakınlaştıklarında bile umutlarını frenler zamansız bir kutlamaya girmekten çekinirler
İnsanlık kendi geleceğinin denetimini elinde tutamadığında özgürlükten söz edilebilir mi
Hiçbir şeye bağlanmamak insanın boşluk ve anlamsızlık duyguları yaşamasına neden oluyor
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.