Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biri.
Emeğin değerinin olmadığı, tam bir debdebe içerisinde, insanların çalıştırılma kisvesi altında köleleştirildiği bir Şikago ortamı. Her gün on binlerce hayvanın kesilip parçalandığı bu mezbahalarda ve çevresinde tutunmaya çalışan insanlar. O insanlar arasında bir aile. Litvanyalı, güzel ve kalabalık bir aile.
Düşük tempoda başlayan, ortalarda inanılmaz bir hal alan ve elinizden bırakamadığınız bir kitap. Sonu ise biraz sosyalizm 101 tarzında, garip bir son.
Şikago Mezbahaları birkaç eserin birleşimi gibi bir şey. Toplumcu gerçekçi tarza sahip birkaç kitabı devamlı aklıma getirdi benim. Sefiller, Germinal, Berlin Alexanderplatz, Gazap Üzümleri ve daha niceleri. Karakterler ve yaşananlar çok benzer. Zaten kitabın yazılmasının üstünden yüz yıldan fazla zaman geçti, kapitalist sistemde falan bir değişim olmadı ki.
Aynı tas aynı hamam devam ediyoruz. Çok zengin ve çok fakir iki topluluk var dünya üzerinde. Halen öyle. Orta gelir yok oldu gitti.