Klasik eser dediğin böyle olur dediğim, muazzam bir kitabın daha sonuna geldim. Tam bir başyapıt. Dönemin Fransız yönetimini cesur bir şekilde eleştirmiş bir eser. Bazı yerler okuyucuyu sıkabilir çünkü kahramanın geçeceği yerler, tanışacağı kişiler veya hayatını etkileyecek olan olaylar ile ilgili öncesinde çok fazla bilgi veriliyor. Jean Valjean adlı bir kürek mahkûmunun yıllar sonra özgürlüğüne kavuşmasıyla (gerçek bir özgürlükse tabi) olaylar başlıyor ve tüm adaletsizlikler, yolsuzluklar bu kahramanımızın etrafında şekilleniyor. Eski bir kürek mahkûmu olması hayatını inanılmaz derecede zorlaştıracaktır. Bu mahkûmiyete sebebiyet veren olay ise küçükken bir ekmek çalmış olmasıydı. Peki toplumun hiç mi suçu yoktu? Bana göre çok fazla. Kaynakların dağıtımındaki adaletsizlik giderilse belki de böyle bir durum yaşanmayacaktı. O döneme baktığımızda kanunların sadece zenginlerden, soylulardan yana olduğunu görüyoruz. Yasalar her şeye uydurulabilir sözü zaten durumu net bir şekilde gözler önüne seriyor. Devrim, sefalet, aşk, sadakat, ihanet, adaletsizlik ve daha bir çok konu kitapta çok güzel bir şekilde işlenmiş. Herkese keyifli okumalar dilerim :)