"...orada bırakacağım onu.Evimdeki bir odada.Ne uzak ne de gereğinden yakın.Dört duvar arasında,yüreğimdeki bir kutuda duracak;ne sevmek ne de nefret etmekten vazgeçebildiğim İskender."
...sonra sonra hiçbir şey yapamazdık öylece otururduk. çok bilinmeyenli bu sorunun yanıtını arardık. hayat bizi yalancı çıkarana dek bulduğumuz cevapları doğru sanırdık.
+o zaman bi çay daha içelim mi?
-daha fazla çay içmek istemiyorum ben.
...Bu benim,tatlı hayalleri,temiz idealleri olan basit bir delikanlı iken hayal ettiğim şey,mükemmel şey.İşte sonunda,son hamlede yakaladım,bir sürü domuza da çiğnetmeye razı olamam onu.