Şehit Furkan Doğan, 19 yaşında..
"Gece bir ara kalkmış, günlüklerini yazdığı bloknota son cümlelerini yazmış, bunu şehadetinden sonra farketmiştik. İşte o cümleler; "Şehadet şerbetine son saatler inşaallah... Var mıdır acaba daha güzel bir şey? Varsa o da sadece annemdir. Ama ondan ben de emin değilim, kıyasları çok zor! Şehadet mi, annem mi?"
Ne güzel özetlenmiş...
Biz Müslümanlar yerküre üzerinde insan oluşun tek gerekçesiyiz. İnsanlığın bir parçası değiliz. İnsanlığın mihveriyiz. Kâbe yalnızca dünyanın değil, kainatın merkezidir. Her namaz kılan ezeli ve ebedi gerçekliğin tek mümkün ifadesine ulaşan davranışı göstermiş oluyor. Her oruç tutan yaratılmış yaratıkların tek mümkün konumunun ne olduğunu belirtmiş oluyor. Her zekat veren dünya hapishanesinden kurtuluşun tek mümkün yolunu genişletiyor. Her kelime-i şehadet getiren Alfa ve Omega arasındaki, ilk ve son arasındaki hakikati ikrar ediyor.
Reklam
İnandığın davayı hakkıyla yaşamak
Öyle ki Müslüman dilenci aç uyuyor ama kirli olacağı ihtimaliyle mayası İslam halifesinin parası ile alınan ekmeği yemiyor. Ehli sünnet mezhebinin imamı, bu ekmeğin dicle'ye atıldığını duyduğu andan itibaren ömrünün sonuna kadar dicle'den tutulmuş bir balığı ağzını sürmüyor..
Sayfa 87 - Fecr Yayınları
فَإِذَا نَظَرْتُ إِلَى السَّمَاءِ بَنِظْرَةٍ فَأَرَى السَّمَاءَ تَدُلُّ إِنَّكَ وَاحِدٌ وَإِذَا نَظَرْتُ إِلَى الْكَوَاكِبِ نَظْرَةً فَعَلَى الْكَوَاكِبِ لِلْمُكَوْكِبِ شَاهِدُ "Ya Rabbi! Ben gözlerimi göğe çevirip şöyle bir baktığımda, görüyorum ki gök senin bir olduğuna işaret ediyor. Gökleri bezeyen yıldızlara baktığımda da benim karşımda bütün bu yıldızlar, kendilerini yaratan zatın varlığına şehadet edip duruyor."
Sayfa 117
Yas evine yani ölü çıkan bir eve yemek götürmek müstehaptır. Peygamberimiz'in amcası oğlu Cafer'in şehâdet haberi geldiğinde Allah Rasûlü: "Cafer'in yakınları ölüleriyle meşguller, yemek yapamamışlardır. Derhal kendilerine severek yedikleri şeyi götürün" buyurur. Evet cenaze evine yemek götürmek sünnettir. Bu yemek cemaate ikram edilirse helâldir, yenilir. Ancak özellikle tutulan ağıt düzerek ağlayan, feryad eden grupla oturulup birlikte yenilmesi doğru değildir.
Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn MâceKitabı okuyor
"Dördüncü sınıfta U. [oğlu] eve geldi 'anne ben Müslüman oldum' dedi, 'hayırlı olsun oğlum nasıl oldu' dedim, 'bugün ben ödevimi yapamayınca öğretmen sordu neden diye, dün bayramımızdı ondan geç gedik eve' deyince o da 'ne bayramı' demiş; 'Pesah' demiş U. da, 'benim babam Müslüman annem Musevi' demiş. Öğretmen de 'o zaman sen Müslümansın, bak tekrar et deyip 'eşhedü enna' diye başlamış; kelime-i şehadet getirtmiş çocuğa, anne babanın bilgisi olmadan! Öğretmen 'şimdi sen cennete gidicen çünkü Müslüman oldun' demiş. Bu da koşa koşa eve geldi 'anne sen Musevisin ya cennete gidemiycen' dedi, sonra koşa koşa kardeşine gidip 'sen de Müslüman ol C., cennete gidicez' demiş fısır fısır. Din dersine girmesinde ısrar eden de bendim. Sonra Ulus'a geçti. Ben U.'yla konuştum 'oğlum sen Müslüman/Musevi diye düşünme, Galatasaray/Beşiktaş gibi bir şey bu, sen ne hissettiğine bak, önemli şeyler değil bunlar' diye biz geçiştirdik." (Yahudi, 49, Kadın)
Sayfa 306Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.