Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seher

Seher
@seheerkaragulle
Bir baksana:  Gökler uyanık, yer uyanıktır;  Dünyâ uyanıkken uyumak maskaralıktır!
Baş dik, gözler ilerde, kalbin çarpıntısı ve ruhun yükselişi: Hak'tan yanayız. Ah ne kadar tatlı, biz de haktan yanayız, daha doğrusu herkes haktan yana. Siz kiminle birlikte haktan yanasınız?
Reklam
Çok şey bilmek ya da çok yetenekli olmak, bunların arasında iyiyi öğreten bilgi olmadığı sürece sadece şiddetli bir fırtınanın oyuncağı olmak değildir ne nedir?
Sayfa 116Kitabı okudu
İnsanların yaşadıkları felaketlerin nedeninin cehalet olduğunu anlıyorum.
Sayfa 108Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Peki kendimizin özü nedir? Bunu nasıl bulabiliriz? Böylece ne olduğumuz ortaya konulabilir. Ancak bu özü bulduğumuz takdirde, kendimizin ne olduğunu öğrenebiliriz.
Kendinin ne olduğunu bilmek kolay bir şey midir? Yoksa "Ne olduğunu bil." yazısını Pyto tapınağına yazan kişi sıradan birisi miydi? Yoksa bu, herkesin sahip olmadığını güç bir şey midir?
Reklam
Yolun sonu. Her şey yarıda kalıyor gibi bir his. Dünya bağı. "Her ölüm erken ölümdür." demiş şair. Yo "erken ölüm" gök ekini biçmek gibidir. Acıtır.
Sayfa 118Kitabı okudu
Gün ağır ağır perdelerini indiriyor. Sofraya kaskatı bir yalnızlık çörekleniyor. Küçük, yetim bir kız gibi içimi çekiyorum.
Sayfa 124Kitabı okudu
Birbirimizin yüzüne baktık. Sarılıp ağlaşmanın vakti geçmişti. Ölüm dahi üzerinden zaman geçince eskiyor. İş bitti, gidelim artık.
İnsanoğlu unutkan ve nankördür. Elindekinin kıymetini bilmez, kaybedince mızıldanır. Biz her zaman bu işi bir hatırlar, bir unuturuz. Sürekli hatırda tutmak velilere mahsus. Ölmeden ölenlere. Bizim gibi faniler hep unutacak ve yeniden hatırlayacak.
Sanırdım ki herhangi bir fenalık ruhumuzu baştan başa kirletir, onda hiçbir temiz nokta bırakmaz. Halbuki hakikatte her zaman böyle olmuyor.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
İstinat noktaları yavaş yavaş aşınan, sonra günün birinde en ehemmiyetsiz bir sarsıntı ile birdenbire göçen binalara benzedim...
Sayfa 128Kitabı okudu
Belki çocukça bir fikirdir, felsefe kitaplarında yeri yoktur ama ben saadeti ikiye ayırırım. Başkalarından alınan saadet, başkalarına verilen saadet. Benim için hakiki saadet başkalarına verilen saadettir.
Ben zannediyordum ki ömürlerimizin teknesini istediğimiz sahile götürmek için yalnız onun dümenini ele almak kâfidir... Şimdi anlıyorum ki değilmiş... Yollar görünmez kayalarla doluymuş... Onlara çarpmamak lazımmış... Daha fenası gizli cereyanlar varmış ki insan onlara kapıldığı zaman yolum değiştiğini, gittikçe uzadığını farkedemezmiş... Tâ kendisini başka sahillere düşmüş görünceye kadar...
Fenalara düşkünlere acımak manasız bir mızmızlıktı.
Nihayet bir manevi felce uğramış gibi bu acılar duruyor, benliği ortadan kayboluyor, artık sırf başkaları için düşünmeye, ağlamaya, yaşamaya başlıyordu.
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.