Seher Yerlikaya

İnsan en çok da güzel görünenden sakınmalıdır.
Reklam
Acısı derinde olan bakarak konuşur işte böyle. Gözün bebeği acının rengini, sesini alır.Koyuldukça koyulur.
Kadın önce gözlerinden kırılırdı. Kalp ,karşısındakini affetmek için ritim tutardı bir müddet ama göz o ilk hüznü saklayamazdı.

Reader Follow Recommendations

See All
Soru sormak akıl belirtisiydi çünkü, bu belirtiyi göstermek istemezdi. Aptal olmak üzücüydü ama aptal görünmek özgürlüktü.
Herkes birbirini kandırdığını sanıyordu.Ama kimse kimsenin kanmadığını biliyordu.
Reklam
Aşkı bir gövdeden doğuran dünya Sen koydun bu kalbi bu güzelliğin önüne Ayrılığa bırakma beni Ölüm bir gün nasılsa sürecek hükmünü...
Sustu, hep sustu.Zaman onu eritirken içine akıtarak zehrini.Sustu, yine sustu, sessizliğine sinerek "Ah ah!" diyebildi sadece"Ah ,ah!"
Aşk biter ama hikâyesi kalırdı geriye. Aşkın hikâyesi ise kendisinden daha güzeldi.
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Motherlessness was listening to the noise of the silent world from the bottom of the well.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Varlığımız ,kendi bedenini arayan bir rüzgar gibidir ;bu rüzgar çevremizde dolanıp duran dağlarda ,ağaçların tepesinde, ırmaklarda ,kayalık tepelerle su başlarında bir yumak gibi dönüp kutsal bir tığla kendi urbasını örer ve böylece görünmeye başlar.
Ben bu memlekette kitaptan çok, çengelli iğne ve nazar boncuğundan para kazandım. Kitap alan yoktu anacım.
Sayfa 137Kitabı okudu
Kelimeler kâğıt üzerinde ölüyor.Bir atın hayaleti koşuyor içimde. Nal sesleri kurguyu canlandırıyor .Zaman ne ki ?Bedenime gömülü bir saat.
Geçmiş ne kadar geçmişte kalır?Şimdi dediğimiz zamanın ne kadarı geçmişe aittir ?Kim bilir ?Tanpınar bilir Borges de bilebilir.
İnsan çıtır ekmeği ısırdığında, Kırıklar dolar kucağına, İşte orası umudun tarlasıdır. Ve orada başaklar ağırlaştığında, Sayısız ah dökülürdü toprağa.
Reklam
Dünya, bir köşeye çekilip gözyaşları görülmesin diye gizlice ağlayan bir baba gibi ağırlaşmaya başlamıştı.
Sayfa 136Kitabı okudu
Huzur bir anneye dönüşüyor ve ben o annenin koynuna girip aylarca uyumak istiyorum.
Eğer tümüyle kilitlendiğini düşünüyorsan, çocukluğuna doğru bir yolculuğa çık. Çocukluk, çitlerle çevrilmemiş bir özgürlük bahçesidir. Düşünce atları özgürce koşar orada.
İnsanın bu dünyada çok büyük beklentileri olmayacak.Olmadığı için de kafası rahat edecek.
Sayfa 157Kitabı okudu
İnsan annesine neden hiç bakmaz?Oysa insan annesine uzun uzun bakmalıdır.
Reklam
Çünkü insan ahmak bir yaratıktır, son derece ahmak!Daha doğrusu ahmak değil de nankördür;eşine rastlanmayacak derecede nankördür.
"Cennet kapısı, cennet kapısı...Cennet cennet ,"diye boynunu sündürmüş bağırıyordu." Cennetin öz kapısı...Bir kuşa bir cennet,uçurun ha uçurun..."
GAYYA KUYUSU
İnsan insanın uçurumu Bizi yol ve gönül yorgunu diye ikiye ayırdılar
Yine de zaman gitgide daha hızlı bir biçimde akıp gidiyordu; sessiz ritmi yaşamı parçalara ayırıyor, insan geriye bir göz atmak için bile duramıyordu. "Dur! Dur!" diye bağırmak istiyor ama sonra bunun hiçbir yararının olmadığının farkına varıyordu.
Acıyı zamana bırakalım, demirle taşı bile öğüten zamana.
Sayfa 171Kitabı okudu