5'inci Kafkas Tümeninin alayları da ertesi gün sabahın alacakaranlığında taarruza başladı. Yunanlılar mevziin en can alıcı yeri olan Toklu Sivrisi'nde büyük bir direnme gösterdiler ... Sonunda süngüler işi bitirdi. 30 Ağustos günü akşam olurken 5'inci Kafkas Tümeni'nin 10'uncu Alayı'nın cenkten cenge koşmaktan rengi solmuş sancağı Toklu Sivrisinin üzerinde güneşin son ışıklarıyla parlıyordu. İki sönük ışıklı fenerin aydınlattığı alay sargı yerinde, doktor ve sıhhiye erleri durmadan yara sarıyorlardı. Şehitlerin gömülmesi yarına bırakılmıştı. Alayın doktoru eski püskü, kaynatılmış gaz bezleri ile tabanları parçalanmış erlerin ayaklarını sarıyordu. Bir çavuş parçalanmış ayak tabanlarını pansuman eden doktora, "Şu talihsizliğe bak" der gibi başını iki yana sallayarak: "Doktor bey, şu Yunanı arkasından kovalayamadığımıza o kadar çok üzülüyoruz ki, yoksa ne önemi var taban yaralarının ... " diye hayıflanıyordu.
NEML 27/65
De ki: "Allah’tan başka göklerde olsun yerde olsun hiç kimse gaybı bilemez." Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Kitabın ilk çıktığı aylarda hemen İstanbul’daki bir arkadaşımdan kitap fuarına gidip bana bu kitabı imzalatmasını istemiştim. Sağ olsun oda şahsıma bu kitabı imzalatmıştı. Korona günlükleri
Allah'ım senden selamını, rahmetini, bereketini ve affını diliyorum. Allah'ım, senden ne sona eren, ne de solan ebedi saadeti istiyorum. Allah'ım senden korkulacak günde eminlik, yokluk gününde bolluk istiyorum.