Kocaman gözleriyle bakıyordu bana. Sanki dünyadaki tüm gözler onundu ve hepsiyle beni izliyordu. Kaç tane gözü vardı allah aşkına ? Ne yapmam gerekiyordu? Ya her zaman yaptığım gibi başımı öne eğecektim, ya da.... Baktım ona, gözlerine. O nasıl baktıysa ben de öyle baktım- dik dik esasen. "Etrafında tavşanlarla dolaşan birisi olarak bayağı
Şehrazat'tan
Hatıralar yok olmazlar.
Aklın o karanlık odası dünyanın en özgür yeridir.
İçine her şey girebilir ve içinden her şey çıkabilir.
Önemli olan neyi aklında tutup neyi sildiğin."
Seninle gezmediğim bir sokak var içimde,
Seninle gitmediğim bir yolculuk var daha,
Seninle geçirmediğim günler ve geceler var,
Seninle paylaşmadığım aşkım var daha..."
Şehrazat Dizisi
Yazardan okuduğum ilk eserdi. Yazar 1994, İsrail doğumlu genç birisi. Çocukluğu ve gençliği İsrail’de geçmiş, daha sonra eğitim için İngiltere ve ABD’ne göç eder. Eserin orijinali İngilizce.
Kadim toprakların halklarının çektiği acıları, hüzünleri bir ufacık tebessümle öykülemiş yazar. Hemen her öyküde acı ve gözyaşı var, ama yazar bu ustalıkla azaltmasını bilmiş. Ben okurken çok sıkılmadım, üzülmedim. Çevirisi de oldukça başarılı, hem bölgenin törelerini, dini ritüellerini anlatıyor, hem de mekân, kişi betimlemelerini çok güzel, anlaşılabilir şekilde aktarıyor. Kitap 11 birbirinden bağımsız öyküden oluşuyor. Benim en beğendiğim öyküler;
-Kutsal Topraklarda Hava Satan Adam
-Kontrol Noktası
-Sağ Kurtulan Sefarat
-Şehrazat ve 97,2 FM Radyo İstasyonu
-Yüksek Topuklar
Ben öykülerin günümüzde bölgede yaşanan acıları bitirmeyeceğini ama bir nebze olsun azaltacağını düşünmekteyim.
Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dilerim.