Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.32
Aşk ihanet iftira suç intikam tutku sehvet hepsi var okunduğunda damakta güzel bir haz bırakıyor zamanın akıp gittiği bir kitap olmuş dişi şeytanlardan korkulur
Sodom'un 120 Günü (Spoiler içerebilir)
Hikayemiz dört ana karakterle başlıyor: Dük, Psikopos, Curval ve Durcet. Bu dört ruh hastası adam, kendi hayvani duygularıyla hareket eden, tanrı ve ahlak tanımayan ve nicesini de anlamayan, lağım çukuruna batmış ve bu lağımdan da çıkamayacak insanlardır.
Olaylar, bu dört ana karakterimizin isteği üzerine gelişir. Dört hikayeci, dört hizmetçi, dört eş, sekiz kız ve sekiz erkek, sekiz tokmakçı toplanıp bir şatoya giderler. Ana karakterlerimiz katı kurallarla birlikte şehvet oyunlarını başlatmaya koyulurlar ve dört hikayecinin anlattığı hikayelere göre de şehvetten kademe kademe evrilip sadomazo fanteziler sergilerler.
Kitabın yazarı, o kadar mastürbasyon ve dışkı yeme tutkusundan olacak ki, kitabı ne kadar şehvet ve istekle yazdığını anlayacaksınız. 400 sayfalık kitabın tamamı dışkı fantezilerinden oluşuyor. Hatta dışkıyla ilgili deneyler yaptıkları bile oluyor. Öyle ki, yazarımız çok fazla bahsettiğini anlamış olacak ki, "yaptığım hatalar" kısmında bunu da belirtiyor. E tabi, sadece iğrenç olan dışkı olayları da değil; p*dofilik, sübyancılık, gore, nekrofililik gibi aklınıza gelebilecek ne kadar ahlak dışı eylem ve düşünce varsa bu kitaptadır. Hakkını yememek lazım ki, bu kitap insanı bazı felsefi sorulara yöneltebiliyor ve bu soruların cevabını da okuyarak ve karakterleri gözlemleyerek kendinizce yorumlayarak alabilirsiniz.
Karabibik, Nabizâde Nâzım'ın 1890'da yayınladığı gerçekçi köy romanıdır. İlk Türkçe köy romanı olarak kabul edildiği için Türk edebiyatında önemli bir yeri vardır.
Önce yazarı tanımaya çalışalım. Şiir, anı, hikâye, roman türlerinde ve bilimsel konularda eserler veren Nabizade Nazım, ilk Türkçe gerçekçi köy romanı olarak kabul edilen Karabibik’in ve Türk edebiyatındaki ilk natüralist, tezli ve psikolojik roman denemesi olan Zehra’nın yazarıdır.
Nabizade Nazım, kimi zaman romantizm, kimi zaman da realizm akımlarının
etkisinde kalarak, eserlerinde ‘aşk’ temasını sıkça kullanır ve zaman zaman bu temaya
bağlı olarak da kurgunun içine ‘cinsellik’ ve ‘şehvet’ öğelerini ekler.
Nabizade Nâzım’ın edebiyata ilgisi Beşiktaş Askeri Rüştiyesinde okuduğu yıllarda başlar. Görüşleriyle bu dönem edebiyatçılarını çok etkileyen, “Gerçekten başka hiçbir şey güzel değildir, yalnızca gerçek sevimlidir.” diyen Beşir Fuat’a yakın bir sanat anlayışını benimsediği yalnız roman ve öykülerinden değil, edebiyat üzerine yazdığı yazılardan da anlaşılmaktadır. Bireyin zevklerini tatmin etmek yerine, toplumun aydınlanmasına hizmet eden bir edebiyat anlayışını benimsemiştir.
Karabibik romanı realist akımdan etkilenmiştir. Roman köy konulu olan ilk realist roman özelliği taşımaktadır. .Türk Edebiyatı açısından oldukça önemli bir eserdir… Yazılacak daha çok şey var ama siz en iyisi kendiniz okuyun .
Türk Mitolojisi İçin Bir Adım
Yafes'in Oğulları, ilk kitabı Ufuk Tufan tarafından 2016 yılında yazılmış fantastik bir roman serisidir. Beslendiği kaynaklar büyük oranda İslamî kaynaklar, Orta Asya coğrafyası, Dede Korkut Hikayeleri ve Türk mitolojisidir. Yazar, kitabının yerli ve orijinal "Yüzüklerin Efendisi" niteliğinde olduğunu iddia eder ve dünya çapında
·
Not rated
Derlemeye sahip değilim, ancak Conan ın benim tanık olduğum maceralarını da içerdiğini düşünüyorum, kaldı ki içermesin, ne önemi var? Ölüm şarkısını bir yerlere yazmak icap ediyordu. Buraya kısmet oldu.
Yol uzun ve zorluydu,
Gökyüzü soğuk ve gri
Beyaz ay, donmuş ölü bir parça gibi
Bulanık solgun şafakta
Hırsız ve Fahişe, Kral ve Asker
Savaşçı,
Türk yazarlardan çok fazla okuduğum biri yok ama Kont kitabından sonra Karataş'ın kitaplarına bakabilirim diye düşündüm, iyi ki de düşünmüşüm. En azından benim denk geldiğim kadarıyla Türk yazarlarımızdan kalemi bu şekilde olan bir tek Karataş var. Konusu itibariyle zaten ilgimi çekti, herkesin aklına gelebilecek bir teması yok. Kitap çok akıcı ve hiç de kısa değil. Olay örgüsü ve diyaloglar gerçekten çok iyiydi. Biraz eksik puan vermemin sebebi okuduğum her sayfadan keyif aldım evet ama spoiler olmaması adına söylemeyeyim, bazı olaylarda Winona'nın karakterine ters davrandığını düşünüyorum. En azından sonlara doğru bu şekilde oldu yine de genel olarak bakacak olursak çok keyif aldım. Diğer kitap çıkaranların yanında Karataş çok underrated kalıyor ve bu üzücü bence. Eğer bu kitaba ya da incelemeye denk gelirseniz kesinlikle şans verin pişman olacağınızı düşünmüyorum.
Günah Şehri ~ Hella S. Haasse
.
Alıntılar;
.
İnsan yıllarca saplantı halinde belirli düşüncelere kapılmışsa, kolayca korkutulup kontrolünü kaybetmez.
.
Eğer bir insan kim olduğunu bilmezse hangi yöne gideceğini nasıl bilecek? Nereden geldiğimizi bildiğimiz de bile zamanın hiçbir iz bırakılmamış ıssızlığında yolumuzu bulmak yeterince zor değil
İnsan ve Doğası Üzerine
"Pek çok insan diğer bir insanı gerçek özellikleriyle tanıyabilse dehşete kapılırdı." sf.22
Arthur Schopenhauerin yazdığı, kantçı ve budistlere yakın bir ahlak temellendirmesini savunan harikulade bir eser. açgözlülük, şehvet, cimrilik, cesaret gibi kavramların ne anlama geldigini orneklemelerle anlatan ve "insan neden kötüdür?" sorusuna cevap arayan ve "insan arzularından vazgeçerse ahlaklı bir insan olabilir" mottosunu savunan bir yaklaşım izler Scchopenhauer bu eserinde.
youtube.com/watch?v=_GHTXsE...
hangisine hak vereceğinizi şaşırıp zihninizi açacağınız foucault ve chomsky'nin tartismasi, çeviri için (bkz: umid gurbanov) kendisine teşekkür ederiz.
Sindbad aşk idealinin peşinde bir gezgindir. Melankolik bir şehvet düşkünü de olsa, baştan çıkardığı ve sevdiği kadınlar kendi arzusunun bir izdüşümü müdür yoksa kendisi mi o kadınların bir eseridir, bilinmez. Budapeşte'nin kalabalık sokaklarından, hiçbir şeyin değişmediği taşra kasabalarına kadar, bu gezgin Lothario gittiği her yerde eski aşklarıyla karşılaşır: Tuna kıyısında, bir zamanlar kur yaptığı pencerelerin altında, Eros ve Thanatos'un buluştuğu kiliselerde ve mezarlıklarda...
