Benim çocukluğumda TRT tek kanaldı. Sadece belli saatlerde yayınlanan çizgi filmler tam bir kültür fırtınasıydı. Seksen Günde Devri Alem, Dünyanın Merkezine Yolculuk, Hayvan Çiftliği, Denizler Altında Yirmibin Fersah, vb. Çok büyük heyecanla izlerdim. Dünya edebiyatına ilgim de belki öyle oluştu. Aradan geçen yıllar bendeki izleri silmemiş. 80 Günde Dünya Gezisi’ni, aynı heyecan- coşku ile, çok keyif alarak okudum;)
Çeviri çok iyiydi. Dil akıcı, konu sürükleyiciydi. Keşke Verne dönemin Avrupasından da biraz bahsetseydi. Hindistan kısmı kitabın bence en etkileyici kısmıydı. Dünyayı hızla gezen birisine uygun, gerektiği kadar çevre betimlemesi vardı. İngilizlerin karakteristik özellikleri Phileas Fogg üzerinde hayat bulurken; yazarın yurttaşı, duygusal, samimi, iyi niyetli Passepartout’a Akdeniz insanı olarak sempati duymamak elde değil. Ortaokul döneminden itibaren çocuk-ergenlere de okutulabilir. Keşke çizgi dizi halinde yeniden yayınlansa. Okuyun, okutun. Verne’ün dünyası çok renkli!