O gece ay Olimpos Dağları’nın arkasında kaybolurken, Mustafa Kemal içini çekerek:
— Ah, Selânik, seni bir daha Türk olarak görecek miyim?
Dedi. Baktım, ağlıyordu. O altın sarısı saçlarını okşadım.
Teselli etmeye çalıştım. Ben, Mustafa Kemal’in, bütün müşterek hayatımız boyunca bu derece müteessir olduğunu görmedim.
Sayfa 156 - İnkılap ve Aka kitabevleri