Ahmet Arif Bey (1855-1908) Türk besteci. İstanbul'da doğmuştur. Uzun yıllar mülkiye müfettişi ve mutasarrıf olarak Edirne, İstanbul, Selânik, Kosova,Yanya, Havran, Akka, Maan ve Kayseri'de hizmet görmüştür. Bu arada Suriye vilayeti gazetesi muharrirliğinde, 1881'de Dahiliye Nezaretinde, 1887'de Teftiş Encümeni Reisi olmuş, 1891'de Takvimi Vekayi Gazetesinin idaresine ek vazife olarak memur edilmiştir. Devlet hizmetlerinin yanı sıra devamlı şekilde müzikle uğraşmış, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerini iyi, Almanca, İtalyanca ve Rumcayı da anlayacak kadar öğrenmiştir. Bestelediği eserleri, devrin musiki merkezi olan İstanbul'dan devamlı uzak bulunuşu sebebiyle, tanıtmak ve yaymak imkanını elde edememiştir. En bilinen şarkısı "Bilse bir kerre o şuh hali perişanımızı" Ahmet Arifi Bey
324 syf.
10/10 puan verdi
Sansürcü, baskıcı Sultan Abdülhamid'i bir başka gözle anlatan bir roman olmuş. Selanik'e sürülen Sultan ve ailesinin doktorunun gözünden Sultan Abdülhamid'in hatıralarını Zülfü Livaneli çok güzel kurgulamış ve ona başka bir gözle bakmamızı sağlamış. Okuması kolay anlatımı sade, ben sevdim.
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 202210k okunma
Reklam
Abdülhamid tahttan indirilip, Selanik'te Alatini köşküne hapsedildiğinde, Fethi Okyar'a iktidarı ele geçirenlerin kimler olduğunu sorar. Fethi Okyar da sayar, işte Salih Paşa, Mahmut Şevket Paşa falan. Hepsi de Abdülhamid'e zamanında hizmet vermiş adamlar. 'vah oğlum, vah' der Abdülhamid, 'şimdi bunlar mutlakiyetin bakanları iken, meşrutiyet ilan edildi de, zihniyet ve kişilik mi değiştirdiler? Eğer buna inanılıyorsa, ahlaklarından şüphe etmek lazımdır!'
Mustafa Kemal Paşa'yı, Balkan Savaşı'ndan az önce, Selanik'te görmüştüm. Güzel adamdı. Güneşli, güzel günleri andırıyordu.
·
Not rated
·
Liked
Anı Yaşa:
Zorba bir yaşam klavuzudur. Nikos Kazancakis gerçekten harika bir adamla tanışır ve bu harika adamı bize olduğu gibi yansıtır. Zorba karekterini sevmemek mümkün değil öyle bir insanın yanı başımızda olmasını isteriz. Tanrıyla, şeytanla kadınla ve hayatla mücadelesi, hayatı su gibi yudum yudum içip asla keşkeleri olmayan bir karekterdir. Zorba’nın hayat ve kadınla olağanüstü tespitleri harika.”Şeytan icadıdır, namussuz ilkbahar! Güzel kadın, ilkbahar, şarap..Bunları Şeytan icat etti; Tanrı da rahipleri, oruçları, adaçayını, çirkin kadınları yarattı. Yok olasıcalar.” kitabı okurken Zorba' nın geçtiği yerleri gezdim. Selanik, Pire, Girit ve Novrossky' yi gezdim gördüm sanki Zorba yı ordaymış gibi yaşadım. Yaklaşık yüz sene geçti ama bahsetti şeyler aynı Selanik aynı güzellikte Novrossky halen dul kadınlarla dolu belki de savaşın ve politikacıların getirdiği acımasız bir hayat kadınlara karşı. Zorba güzel bir yaşam klavuzudur bence okunması gerekir ve zorbanın kendi sözleriyle bittireceğim. "Hayatımda vadeli anlaşmam olmadığı için, en tehlikeli uçuruma vardığım zaman freni laçka ederim. Her insanın hayatı inişli yokuşlu bir çizgidir ve her akıllı adam kendini frenle idare eder; fakat ben patron, değerim buradadır, frenimi çoktan attım, çünkü karamboller, beni korkutmuyor."
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016.3k okunma
kim kaldı?
silah atılmıyor güvercin şakırtısıdır şafakta yaldızlanan şadırvanda su ıhlamurlarda ezan görkemli bir namaz uğultusu heyhat hamzabey cami-i şerif'inden kim kaldı
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.