Artık her kötülüğün ibresinde sevgiyi de vurgulayan bir yan var… Sevgi bir istila mazereti ne çok sevgisiz sevgi. Her şeye panzehir sevgiler… kurutulmuş sevgiler, satılık sevgiler. Adı çok telaffuz edilen, ama kendisi pek ortalarda görülmeyen sevgi…
Atomik: Sistem içerisindeki en küçük birim.
Alışkanlık: Düzenli tekrarlanan rutin ya da uygulamalar.
Kitabın adından da anlaşılacağı üzere, Atomik Alışkanlıklar kavramıyla aslında anlatmak istediği budur yazarın: En küçük davranışlarımızı hayatın günlük parçası haline getirmek ve alışkanlığa dönüşmesi için yapılacak tekrarlar.
Yeni bir
Ya beyazdır yüreğimiz ya siyah ortası yoktur bizde. Öyle gri falan bilmez hislerimiz ya vardır beyaz gibi ya yoktur gecenin zifiri karanligi gibi.... şems gibiyiz ya tam açarız yüregimizi ya da hiç yeltenmeyiz. İçimizde, merhamet yüklü hissiyat doyumuna ulaşmış sağanak sağanak yağacak duygu bulutları barindiran kocaman bir yürek taşıriz. Bu yüzden gözlerimiz gah ışıltili gezeriz gah kaşlarimız çatık. Kısacası bizde kapımıza değil gönlümüze vuran girer cünkü ortamız yok bizim kapımiz ya açıktır ya kapalı... Çünkü ödem yapmış egomuz olmaz bizim kendimizden çok başkasını duşunuruz diye grimiz olmaz bizim. Ya da kandıramayiz karşımızdakini kendimizi tatmin etmek için.Sorularin iki cevabi vardir bizde ya doğru ya da yanlış öyle soru icinde soru sorup zaman kazanip gununu gun etmeyi bilmedigimiz icin grimiz olmaz bizim... istediğini elde etmek için, kendini kamufle etmek içın her renge burunemeyiz bukelemun yurekli degil kalbimiz. Ya tutulacak kadar yakın oluruz ya unutulacak kadar uzak...