Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Osmanlı Devletinin kuruluşu
Devletin hudûdunu 1080 yılında Marmara ve Ege denizlerine ulaştıran Süleyman Şâh, roma (Rum) imparatoru Aleksi Komnen’i yokluk vergi ödemeye mecbur etti. Selçuklu Hânedânına bağlı olan bu bölgedeki devlete ‘Anadolu Sultanlığı’ anlamına gelen Saltanat-ı Rûm ünvânı verildi.
Selçuklular Azerbaycan topraklarını Türkleştiriyor...
❝ Selçuklu Sultanı Melikşah'ın oğlu Muhammet Tapar, Gence'ye melik olarak gönderildi. Böylece bütün Azerbaycan toprakları Selçuklu İmparatorluğu'na tabi edildi. Selçukluların bütün Azerbaycan'a hakim olması Azerbaycan Türklüğü'nün oluşumuna önemli katkı sundu. Nitekim Selçuklu ordusuyla beraber batıya doğru hareket eden yüz binlerce Oğuz Türkü, kitleler halinde Azerbaycan'a yerleşti ve bölgenin demografisinin şekillenmesinde etkin rol oynadı. Dahası önceden bölgede yaşayan aynı dile ve etnik kökene sahip yerli Türkler ile hızlı bir şekilde karışan-kaynaşan Oğuzlar, bugünkü vahit Azerbaycan Türk halkının oluşmasını tamamladı. Selçuklular döneminde Azerbaycan askeri, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda büyük gelişim yaşadı. Kuvvetli Selçuklu yönetimi bölge ekonomisini ve ticaretini geliştirdi. Dışardan tehdit almayan şehirler daha güvenli oldu ve canlandı. Türkçe'nin sosyal hayatta geniş yayılması, kültür ve edebiyatı zenginleştirdi. Onlarca şair ve bilgin önemli eserler kaleme aldı. Ayrıca bölgede Türk-İslam sanatlarının muhteşem eserleri, saraylar, mescitler ve imaretler inşa edildi. ❞
Reklam
Türk devletleri dışarıdan hücumla değil, içten yıkılmaktadır. Daha açık tabiriyle, Türk'ün hakkından yine Türk gelmektedir.
İslam medeniyeti döneminde, Er‐Razi, Farabi, İbn Sina gibi Türk‐İslam hekimleri, psikolojik hastalıkların tedavisinde; ilaç ve müzikle tedavi yöntemlerini kullanmışlar, bu yöntemler, gerek Selçuklu gerekse Osmanlı hekimleri tarafından tatbik edilerek 18 yüzyıla kadar geliştirilmiştir. *****
Koca bir zan bu ! Selçuklu+Osmanlı+Türkiye Cumhuriyeti olarak devam etmekteyiz.
***** Eski düzenin yıkılması, onun yeniden ihyasına imkan bırakmazcasına köklü ol­muştu ; iyi veya kötü, Türkiye'nin önündeki tek yol, modernleşme ve Batılılaşma yoluydu. Hızlı veya yavaş, doğru veya dolambaçlı gidebilir, fakat geriye dönemezdi. *****
Sayfa 140 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
. Bir gülüşü var; Dersin ki, Selçuklu Ordusu Malazgirt'in göbeğine hilal şeklinde çökmüş. .
Sayfa 105
Reklam
"Askerlerim! Şehit olursam, bu beyaz elbise kefenim olsun. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir."
Selçuklu İmparatorluğu'nun dünyanın en güçlü devleti olduğu zamanlarda, bir kadın iktidarı kendi eline almaya cüret etmişti. Perdenin arkasında oturduğu yerden orduları Asya'nın bir ucundan diğer ucuna gönderiyor, melikleri ve vezirleri, valileri ve kadıları atıyor, Halife'ye mektuplar yazdırıp Alamut hâkimine elçiler gönderiyordu. Ordulara emirler yağdırdığını işitip homurdanan komutanlara şu cevabı veriyordu: "Bizde erkekler savaşır, ama onlara kiminle savaşacaklarını kadınlar söyler."...
Sayfa 127 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
" Onun adı da Tâhir'dir, soyu da tâhirdir . "
Sayfa 117 - Selenge Yayınları, 1. Baskı, Ağustos 2021Kitabı okudu
"Cumhuriyeti beğenmek, sevmek, tercih etmek için imparatorluğu kötülemeye, sultanları suçlamaya mecbur muyuz? Faydası ne? Ayağımızı bastığımız şu topraklar, Selçuklu veya Osmanlı devrinin mirası değil mi? Bizim ona kattığımız ne var? Neyimizle iftihar mirası bırakacağız evlatlarımıza?"
Sayfa 75 - Mostar yayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.