Esasen Türkmenler ne kadar bir devlete tabi olurlarsa olsunlar; asıl bağlı oldukları otorite,boy veya aşiret beyleriydi.
Bizans İmparatorluğu'nun Küçük Asya'daki eyaletlerine münferit Türk göçebe kabilelerinin gelişi henüz IV. Yüzyılda başlamışsa da, Oğuz kabilelerinin dikkat çekici muhaceretleri XI. Yüzyılda Selçuklu beylerinin idaresinde yoğunlaşmıştır. İran, Irak, Azerbaycan ve Ermenistan'ın doğu kesimlerine yayılmış olan "Büyük Selçuklular", Bizansla komşu olduktan sonra kısa sürede büyük bir güce dönüştüler. XI. Yüzyılın ortalarından itibaren ise Oğuz-Türkmenler Küçük Asya'ya akmaya başladılar. İç çekişmeler yüzünden zayıflamış olan Bizans, göçebelerin - ki tarihçilerin hesaplarına göre sayıları 500 ila bir milyon arasındaydı,- istilasına karşı koyabilecek güçte değildi.Türk kabileleri XI. Yüzyıl sonlarına doğru aşağı yukarı Küçük Asya'nın tamamını zapt ettiler.
Sayfa 13 - SELENGE YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
En eski devirlerden başlayarak şöyle bir sıralama yapmak mümkün olmaktadır: -Hunlar zamanında Ting-ling'ler sonra Ogurlar. - Tabgaçlar devrinde Kao-ch'e'lar (Kanglılar). -I. Gök Türk devrinde Tölesler, 627'ye kadar. -Fetret devrinde 627-648 arası Sir Tarduşlar. -II. Gök Türk devrinde Türgiş ve Oğuzlar, Dokuz Oğuzlar. -Uygur devrinde Dokuz Oğuzlar, Karluklar, Oğuzlar. - Karahanlı devrinde Kıpçaklar. - Selçuklular devrinde Türkmenler (Oğuzlar).
Türkmenlerin özlü ve uzun süreli tarihleri yardır. Selçuklular devletinin kuruluş şerefi bunlara aittir. Bundan dolayı da Türkmenler diğer bir deyimle Oğuzlar, İslâm âlemi için, Ortaçağ Türk halklarının hiç birine nasip olmayan büyük bir önem kazanmışlardır. Taşıdıkları kavim adı olan Türkmen etnonimine ilk defa Kaşgarlı Mahmut’ta raslanmaktadır.
Dandanakan Savaşı'ndan sonra toplanan kurultayda Tuğrul Bey'in fetih ve genişleme sahası içerisine giren Anadolu, çok kısa bir süre sonra Selçuklu akınlarının hedefi haline gelmeye başlamıştı. Bununla birlikte Selçuklu ailesinin önderliğinde yeni bir devlet kurmuş olan Türkmen topluluklarının batıya yönelmesi daha ziyade fetih düşüncesinden uzak sebeplerle gerçekleştirilmişti. Belli bir döneme kadar İran'ın ele geçirilmesi için çabalayan Türkmen beyleri ve grupları, asli unsur olarak kendilerine dayanarak kurulan Selçuklular'ın merkezi bir yapılanmaya gitmesiyle birlikte, en başından beri içinde var oldukları oyunun dışına itilmişlerdi. Diğer bir ifadeyle Türkmenler, İran coğrafyasında yaşama imkanı bulamamışlardı.
Sayfa 141Kitabı okudu
Göçebe Oğuzlar ve Selçuklu
Selçuk devletini, kuruluşundan beri, uğraştıran en mühim meselelerden biri göçebe oğuzların göçü idi. Selçuk Devleti sınırları içinde ve Müslüman ülkelerinde kendi boy beyleri idaresinde müstakil hareket eden bu göçebe Türkmenler çok defa Selçuk Sultanını tanımıyor veya zayıf bir feodal bağ ile ona tabi olsa bile yurt bulmak ve sürüleri ile birlikte beslenmek maksadı ile İslam beldelerini istila ediyorlar , yerli halk ile mücadeleye girişiyor ve neticede yağma ve kıtale sebep oluyorlardı. Tuğrul bey ve onun ilk halefleri, ülkelerini ve tebasını bunların çapullarından korumak, fakat aynı zamanda devletinin temelini ve askeri kuvvetini teşkil eden bu ırkdaşlarına yurt bulmak ve onlara geçim imkanları hazırlamak gibi birbiriyle çatışan iki azim mesele karşısında idiler.
Reklam
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.