Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Selin
Selin
@seliinnaa
Başlarken çok bir beklentiyle başlamadığım ancak oldukça beğendiğim bir eserdi Mürebbiye. Kitabı okurken adeta bir skeç izliyor gibiydim. Uzun zamandır okurken böylesine keyif aldığım bir kitap olmamıştı diyebilirim. Kitap içerisinde fransızca kelime ve cümleler içerse de o akış mükemmel şekilde oluşturulmuştu. İşleyiş güzeldi gibi bir sürü güzellik sayabilirim ancak sanırım kitabın en güzel yanı sonunda bana yaşattığı o affalama ve şaşkınlıktı… Kitaba dair son olarak “İzahı olmayan şeylerin mizahı olur” cümlesini bırakıyorumm ve yeni kitabıma geçiyorumm
Gerçekten seçtiğimiz yollar içimizdeki şeytanın işi mi yoksa bizim aciz yapımızın mı? Sabahattin Ali bu kitabında bize birden fazla hayat üzerinden anlatıyor bunu. Çok anlamlı ve gerçekten düşündürücü bir kitaptı benim için. Karakterlerin düşünceleri okuyana güzel yansıyordu. Yer yer öfkelendiğim, yer yer empati kurmaya çalıştığım bir okuma süreciydi. Dil olarak eski kelimeler içerse de okumakta zorlanmadım. O akıcılığı hissettim. Mutlaka okunmalı.
Gerçekten ben şimdi ne okudum dedirten bir kitap incelemesi olacak bu incelemem. Kitabımız yaklaşık olarak 100 sayfa fakat hayatımdaki en yavaş okumayı gerçekleştirdim diyebilirim. Anlatış biçimine, kitaba uyum sağlarım sandım ama asla sağlayamadım. O kadar uyum sağlayamadım ki kitap bittiğinde internetten açıp tekrar özet okumam gerekti. İnternette bazı kaynaklarda bastırılmış duygular, yalnızlık, derin anlamlar vs yazılarını gördükçe yanlış kitap özeti açtığımı bile düşündüm. Okuması çok zordu ve rahatsız ediciydi. Kitap boyunca karakterin içsel yolculuğunu değil cinsel yolculuğunu okudum resmen. Okumasam da olurmuş hatta daha iyi olurmuş dediğim bir kitaptı maalesef.
Okur Takip Önerileri
Her yerde gördüğüm ancak bir türlü fırsat bulamadığım bir kitabın sonuna gelmiş bulunmaktayım.
Güzelliklere ihtiyacımız olan şu dönemde iç ısıtan sıcacık bir kitaptı benim için. Kaostan, entrikalardan uzak olması ruhumu dinlendirdi diyebilirim. Kitapta arkadaşlık ilişkileri, aile bağları, özlem, endişe, sevgi o kadar işlenmiş ki. Dili hiç beklemediğim şekilde akıcıydı. O kadar akıcıydı ki kitap okuma performansımı kaybettiğimi düşündüğüm şu zamanlarda bana ilaç gibi geldi.
Hayatınızın yoğun dönemindeyseniz, okuma alışkanlığınızı geri kazanmak ya da korumak istiyorsanız, dinlenmek istiyorsanız bu kitaba bir şans verebilirsiniz.
Öncelikle itiraf etmeliyim ki başlamadan önce gözümü çok korkutan bir kitaptı. Herkes tarafından çokça övülen kalın bir kitap olması beklentimi çok yükseltmişti. Ve sayfa sayısından dolayı da hayal kırıklığına uğramak istemiyordum.
Kitaba gelecek olursam ilk önce kitabın dilinden bahsetmek isterim. Akıcı bir yazım diliyle yazılmış olacak ki kısa sürede kitabı bitirebildim. Tabi ne yalan söyleyeyim bazı yerlerde sayfaları atlamak bile istedim. Ama genel olarak değerlendirmem gerekirse akıcı bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Anlatılan olay, kitap içeriği konusundaki yorumum ise şu şekilde: Kitapta ders çıkarılabilecek çok fazla bölüm vardı. Okurken kendi hayatımı gözden geçirdiğim çok vakit oldu. Kitap bana birden fazla duygu yaşattı. Tam mutlu oluyorum derken mutluluk yerini üzüntüye üzüntü yerini öfkeye bıraktı.
Yazar anlatılan durumu o kadar iyi tasvir ediyor ki Martin Eden’a bu yolculuğunda tüm kalbimle eşlik etmiş gibi hissettim. En alttan yükselişine; tüm içinde yaşadığı çelişkilere, bunalımlara ve sonrasına kadar…
