Selime Nur Say
@selimenursay
Memento mori.
Sakarya Muharebesi, Türklüğün Anadolu'da, yaşayışını sağlayan tarihimizin en kesin sonuçlu savaşlarından biridir. Bu savaş Selçuk Türklerinin Anadolu'nun kapılarını açtıkları Malazgirt Savaşı'ndan da büyüktür. Çünkü bu savaşta yeni bir yurt açmaya gelenler değil, bin yıllık yurdunu, ocağını, en kutsal varlıklarını savunan bir milletin hayatı ve geleceği kurtarılmıştı. Bu savaş dünya tarihinde yaşamak azminde olan bir milletin, bütün dünyanın maddi kuvvetlerini yenecek bir kudret ve zafere erişeceğini ispat eden bir savaştı. Bütün Asya ve Afrika milletlerine ümit ve kurtuluş vadeden bir zaferdi. Bu yüzden bu savaş yalnız Türk tarihinde değil, bütün dünya tarihinde en önemli savaşlardan biriydi.
Filozof diyor ki: "Neşeli fakirlik, iyi bir şeydir." Neşeliyse o fakirlik, fakirlik değildir zaten! Çünkü çok az şeyi olan değil, hep daha çoğunu isteyen fakirdir aslında. İnsan başkasının malına göz dikerse, elindekileri değil, elde edeceklerini hesap edip durursa, hazinesinde, ambarlarında yığınla malı, sürüleri, faiz getiren parası olmuş, neye yarar? "Zenginliğin sınırı nedir?" diye mi soruyorsun? Önce gerekli olana, sonra yeteri kadarına sahip olmaktır.
...Orta ve yüksek öğretimimizi bu bakış açısıyla tepeden tırnağa yenilemek gereklidir. Ulusun zinde güçlerini zayıflatan saçma ve başka her şeyi dışlayıcı bellek tapıncını yok etmek şarttır. Her türden müfredatın içinden çıkılmaz, balta girmemiş alanlarına baltalarla dalmalıyız, enine boyuna geniş sahaları keserek açmalıyız, günışığının, havanın girmesine imkân vermeliyiz, gerektiğinde fazla iç içe geçmiş ve birlerine zarar veren güzel bitkileri de gözden çıkarmalıyız. Belleği "tıka basa doyurmak" yerine, etkin alıştırmaları, karar verme yetisini geliştiren çalışmaları, entelektüel inisiyatifi, güçlü tümdengelimleri geçirmeliyiz...
Reader Follow Recommendations
Deha her şeyden önce uzun süreli sabır demektir: İnsan zihnini en çok onurlandıran bilimsel ve edebi çalışmalar, katiyen -genelde düşünüldüğü gibi- akıl üstünlüğünden değil, hayranlık uyandıracak ölçüde kendine egemen olan iradenin üstünlüğünden kaynaklanır.
İnsanlığın büyük zaferleri artık kas gücüyle kazanılmıyor; biz de bir Pasteur'ün, bir Ampère'in, bir Malebranche'ın güçlü akıllarına karşılık olarak beş yüz yol işçisinin kaslarını, artı tüm sporcuların hiç bir işe yaramayan kaslarını verebiliriz. Zaten en iyi idmanlı insan bile bir atı, hatta bir köpeği yarışta asla geçemez ve bir goril bir panayır Herakles'iyle güreşmekten asla çekinmez. Demek ki üstünlüğümüz kaslarımızın ağırlığında değildir. İnsanın en güçlü hayvanları evcilleştirmiş ve parklara giden çocuklar eğlensin diye kaplanları, aslanları kafeslere kapatmış olması bunun kanıtıdır.