Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.40
Selin
Selin
@selinea
`bâki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.`
Üniversite
176 reader point
Joined on May 2021
Şu anda okuduğu kitaplar
·
Not rated
Merhabaaa dostlarım!
Fazlasıyla etkileyen kısacık birkaç saat içerisinde biten ancak derya deniz misali öyle derin düşüncelere sürükleyebilen bir kitaptı ki. İvan İlyiç'in uzun bir hayatının özetini kapsıyor. Büyük kalem Tolstoy başlangıçta mesajı veriyor aslında. Asla gizli bir şey yok. Ölümün geleceğini okuyucuya yormadan aktarmış bence.
·
Not rated
Merhabalar değerli okurlar! NASILSINIZZZZ?
etkisinden ne zaman çıkarım bilmiyorum lâkin devam etmesi muhtemel :)
Olayların gidişatı beni çok fazla etkiledi.
Özellikle o derin suçluluk duygusu,geçirilen ateşli nöbetler ve kafalarda bitmek tükenmek bilmeyen düşünceler. Bulunduğu düzene bir başkaldırı olarak yazılmıştır.
Birbirinin içinde dallanan muhteşem olay örgüleri, hayattan çıkış yolu arayan ama bu çıkışı bir cinayette bulan Raskolnikov. Sadece kitap karakteri değil çiledir!
Her ne kadar kendi başına hareket etse de çevresinin bir şekilde olaya dahil oluşu.İnsan tamamen kendisini o olayları yaşıyor hissediyor, hiç beklenmedik akıl karışıklıkları ve kararlara şahit oluyorsunuz. Her okurun kitaplığında mutlaka bulundurması gereken bir kitap bence.Kitap ayrıca yeni hayat, yeni bir dünya ve aşkla bitiyor.
inancın,inancımız olsun raskolnikov! hoşça kal...
#fyodordostoyevsky
#suçveceza
·
Not rated
Mahkum
Bir idam mahkumunun son günü.
İstemeden ölmek, belki vakitsiz ölmek, belki zorla öldürülmek. Hepsine bir idam mahkumundan, onun umudundan ve bazen çamurun en dibine batmışçasına umutsuzluğundan bakıyoruz. İnsanlığın kana susamışlığını ve ölümün bir şenlik haline gelişini görüyoruz. Bu sefer duvarın diğer tarafında olan suçluyu dinliyoruz.
Çarpıcı bakış açıları ve insanın beynine işleyen cümleleri olan güzel bir kitap.
︎
“İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkumdurlar.”
︎
Okumanızı tavsiye ederim arkadaşlar :)
#victorhugo #biridammahkumununsongünü
Reader Follow Recommendations
Emile Zola dili, anlatımıyla kitabın içine hemen dalış yapabiliyorsunuz. Hissettiriyor, olaylara dâhil olup duygulanıyorsunuz. Bir yer vardı beni en çok etkileyen belki de. Ciddiyim gözlerim doldu. Ayrıca Emile Zola, natüralizmin üstadıdır. Bence yaşamın acımasız ve kaba yanlarını bu eseriyle mükemmel bir şekilde bizlere aktarmıştır.
▪︎
1860
Nasıl bir sergüzeştin içine düşmüşüm öyle. Açlığı hissetmemek elde değil. Gerek fiziksel gerekse ruhsal olarak müthiş hissediyorsunuz. Şimdi kısaca karakterimizden bahsetmek istiyorum; bir adam. Kendisi fazlasıyla ince düşünceli ve duygusal üstelikte zeki birisidir. Ne birilerine borçlu kalmaktan hoşlanır ne de kendisi hariç birilerinin aç kalmasından. Sürekli mücadeleci bir ruh halinde olmaktan zaman zaman yorulduğunu hissedersiniz, dinlenmeyi hiçbir şey olmadan öylesine sokaklarda dolaşmayı istediğini sezersiniz. Fakat hayat kendisine o şansı tanımaz ki sırf bu sebepten çoğu zaman isyan eder. Ama nasıl etmesin ki? Açlıktan bağırsakları karnında yılanlar gibi düğümlenir, yer yer kusar ve tüm bunlara karşın çaresizce ağlar. İşte tüm bunlara siz de isyan edebilirsiniz ve bunalımdan bunalıma girebilirsiniz.
•••
Ah öylesine ince ruhlu bir insandın ki! Başını yumuşacık yastıklara koymayı ve istediğin yiyeceklere kavuşmayı hak ettiğini tüm kalbimle hissettim :)
Sonundan bahsetmiyorum bile, yılmamak, gelecek bir mucizenin meyvesidir bence. Derinden etkiledi, okumanızı öneriyorum cidden.
Ah Nastenka! Ah be kızım. Ben sonunun böyle biteceğini düşünmüyordum. Mutlu son olsun isterdim ama Dostoyevski yine yapmış yapacağını ruhani bir çöküntü yaşamış olabilirim. Hatta Nastenka'nın dengesizliğine canım bile sıkılmış olabilir. Yalnızlığı öylesine derinden yaşayan bir adama karşı bu yapılmamalıydı.
Aradaki aşk dolu havayı soluyacağınıza fazlasıyla eminim fakat yine diyorum kitap bitiminde sadece tek bir karakterin mutlu olmasını istemiyorum nedense, cezalarını yeterince çekmiş kişiler de mutluluğu hak ediyor kanımca.
Sizlerle bir alıntı da paylaşmak isterim,
'' Yürek, aşk ile nasıl da yanarmış meğer... Sanki yüreğin erir de bir başkasının yüreğine dökülmek ister gibi. ''
Okumanızı tavsiye ederim.
İnceleme yazmayı çok becerebildiğimi sanmıyorum açıkcası bunun için mazur görün lütfen ama en azından fazlasıyla etkilendiğim kitaplar hakkında birkaç şey yazmayı istiyorum.
-Spoiler vermeyeceğim.-
Sonunu bu denli duygusal beklemezdim. Kitabın kapağını kapattıktan sonra 15 dakika kadar karakter tahlillerini, olay analizlerini yaptım ancak gerçekten yetmiyor. İnsanlara tekrar ve tekrar okutulması gerektiğini savunuyorum çünkü toplum olarak fazla ön yargılıyız. Bir kişiye 'deli' damgası konulduysa o kişiyle sohbet etmek -dikkat- sizi de deli yapabilir. Oysa siz o kişi ne kadar damgalanırsa damgalansın konuşmaktan büyük keyif alıyorsunuz sonsuz doyuma kavuşuyorsunuz. Ne yazık ki toplum sizi gör ardı etmez ve alır kolları arasında bir güzel eleştirir kendi benliğinizden arındığınızı düşünür. Ardından size yardım etmeye çalışır üstelik istemediğinize rağmen. Saçma hareketlerde bulunur, sizi mutlu ettiğini falan zanneder. Sahte tebessüm ve gözyaşları...
Gerçekten cehalet ne kötü şey. Üzerine daha neler yazılır oysa. Ama hayır tüm bu ön yargıları sayıp sıralamayacağım.
Her neyse kitap ciddi manada muazzamdı. Bir solukta bitirilecek bir kitaptı. Okumanızı ise şiddetle tavsiye ederim :)
Ama durun durun, şunu da yazmak istedim içimde kalmasın.
Doktor Andrey Yefimiç, ah ince düşünceli , güzel adam! Seni unutabileceğimi sanmıyorum. Bana çok şey kattığını düşünüyorum. Diğer insanlar adına senden özür dilerim.
Öncelikle herkese hayırlı geceler a dostlar! Gecenin bu saatinde neden yazıyorum da sabahı beklemiyorum inanın ben de bilmiyorum. Henüz okuduğum kitabın büyüsü sanırsam. Uzun zaman önce aldığım fakat kitaplıkta tozlanmaya bıraktığım bu şaheser kitabın büyüsü evet. Öncelikle kitabın ilk sayfasında yer alan soyağacı beni fazlasıyla ürkütmüştü zaten. Yazarın Kırmızı Pazartesi adlı eserini okuduğumda ' Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.' cümlesiyle karşılaşmıştım. Şimdi ne kadar doğru olduğunu anlayabiliyorum. Elbette yine büyük bir önyargıyla elime aldığımda kitabın ne kadar da sürükleyici ve doyum verici olduğunu anlamış oldum ve yanıldım. Her sayfada farklı kişilikler, mekanlar, olaylar... Dolayısıyla uzun zamandır değişmeyen yüz mimiklerimin yavaş yavaş hareketlendiğini hissettiğimde dedim ki 'tamamdır! bu kitap beni salt içine almadı, uzunca bir zaman da etkisinden çıkamayacağım bir hale getirdi.'
Neyse neyse uzatmayacağım. Aslında teker teker karakter tahlili yapardım ancak bu yüzyıllık soyun tahlili ne denli uzar bilirsiniz. :) Ben de son bir alıntı ile bitiriyor ve iyi geceler diliyorum. 'Hiç şaşmaz yüreği, ona karanlıkta yol gösteriyordu.'
