“Kendimle muhabbetimin en samimi anlarına ev sahipliği yapan yerlerdi bu kıç kadar meyhane tuvaletleri. Bugüne dek kim bilir kaçının kirli aynasında çakırkeyif yüzümü seyretmiş, kendime normalde pek beceremediğim dost gözlerle bakıp, onunla en kardeş sesimle konuşmuş, mühim kararlar almış, ona türlü sözler vermiştim.Tutmamıştım o sözleri kuşkusuz. Kapıdan çıkar çıkmaz unutmuştum çoğunu. Yine de insanın kendiyle nadiren de olsa yakınlaşması güzeldi.”
“Bir başka güneşin altında, bir başka insan olarak okuduğum, bir zamanlar çocuk başımın üzerlerine eğildiği sayfalar, şimdi sizler de o bahar günlerinin kurumuş yaprakları gibi değil misiniz?”