Daha doğduğu ilk gün babası ile yürüyerek hastaneden çıkan, emekleme çağında iken adeta 70'li yaşların zihnine ve zevklerine haiz bir adam gibi baston ile gezen, oyuncaklarından ziyade babasının purolarıyla vakit öldüren, yaşlı bir adam olarak dünyaya gözlerini açıp zamanla gençleşen 𝐵𝑒𝑛𝑗𝑎𝑚𝑖𝑛 𝐵𝑢𝑡𝑡𝑜𝑛, eserin adı ile müsemma olarak tuhaf hikâyesi ile yazarımız 𝑭. 𝑺𝒄𝒐𝒕𝒕 𝑭𝒊𝒕𝒛𝒈𝒆𝒓𝒂𝒍𝒅 tarafından, 𝘔𝘢𝘳𝘬 𝘛𝘸𝘢𝘪𝘯'in dile getirdiği “Hayatın en iyi kısmının başta, en kötü kısmının da sonda olması ne yazık.” ifadelerinden esinlenilerek hayata geçirilen nükteli ve fantastik eserini teşkil eder.
𝑭. 𝑺𝒄𝒐𝒕𝒕 𝑭𝒊𝒕𝒛𝒈𝒆𝒓𝒂𝒍𝒅, kaleme aldığı bu eseri ile yaş mefhumunun insanın kimliği üzerindeki etkisine dikkat çekerek, zaman kavramı ve günlük sosyal hayatlarımız üzerine okuru düşünmeye davet ederek, keskin bir sosyal hayat eleştirisi sunar.
Türkçeye eksiksiz çevrilen bu kısacık öykü, Hollywood'un da dikkatinden kaçmaz ve Hollywood stüdyolarında iki saati aşkın keyifli bir film seyrine dönüşerek çok daha geniş kitlelerce tanınmaya muvaffak olur.