Öyle küçülmüş hissediyordu ki kendini öyle aciz öyle bedbaht öyle nasırlı ruhu öyle nahoş ve korkak belki de. İnancını kaybetmiş bi inkarcının iki yüzlülüğü nefretini kusmak istercesine öyle hain.. Büyük bi öfke vardı içinde.. Büyük bi yokedişi içinde barındıran bi insan nefreti. Büyük küçük maskeleri vardı düşmesinden büyük endişeler duyduğu. Şimdi maskesiz, küçülmüş ve bu sevimsiz yalın halinden gizli bi hoşluk duydu ilk defa nefret etmeden kendinden.