Bitmesini istemediğim nadir kitaplardan.
Daha gerçek ve dolayısıyla acı verici şeyleri düşünmemek için kaçtığımız sığınak. Aşk diye destanlaşan şey bundan doğuyor ve gelişiminde de tüm sorunlarımızdan tek bir kolay yolla kaçabileceğimizi sanıyoruz, dinsel bir teslimiyet duygusuyla üstelik.
"Bertha, gizemin, kol kanat germenin ve kurtuluşun simgesi! Josef Breuer buna aşk diyor. Ama bunun asıl adı dua."
Tüm kafa bulandırıcı teslimiyetlerden sıyrıdığımız bir ütopyada (ki Neitzche bu ütopyada yaşamayı başardığı için Neitzche olmuştur-belki de Zerdüşt demeliyim) hakikate katlanmak ve yazgımızı sevmek mümkün mü?
Sorular ve sorunlar birikir, güzel olan da budur. Bu kitap sayesinde kendini keşfetmenin ve aramanın kutsallığına inandım yeniden. Kendini hayatın akıntısına bırakmak ve orada sürüklenmek arasındaki fark da işte burada hissettiriyor kendini.
Biz yolu sevelim.