Allah’ın Resûlü sade yaşamanın imandan olduğunu belirtir, mü’minin yemede, içmede, giyinip kuşanmada lüks ve israftan uzak durması gerektiğini söylerdi.
"Âhireti kazanmaya çalışanlar dünyayı, dünya menfaati peşinde koşanlar âhireti kaybederler. Ebedî olanı elde etmek için fâni olanı gözden çıkarmaya bakın." Amr ibni Mürre
Reklam
Allah'ın Elçisi de ona şöyle buyurdu: "Beni Hud, Väkıa, Mürselät, Amme yetesäelún (Nebe') ve İze'ş-şem sü küvviret (Tekvir) süreleri kocalttı ve saçlarımı ağarttı." Çünkü bu surelerde geçmiş milletlerin yaşadığı felaketler ve kıyamet anlatılıyor. Zira Allah'ın Elçisi o korkunç kıyamet gününde Cenâb-ı Hakk'ın kendisine ne büyük lütuflarda bulunacağını büyük şefaat makamı olan "Makām-ı Mahmûdu bağışlayacağını, mahşerde hesap başlamadan önce insanlar büyük bir sıkıntıya düştüğünde, Allah Teâlä'nın ona "Livâülhamd" denen sancağı vereceğini ve daha başka lütuflara da mazhar olacağını biliyordu. Çünkü o Sultan-ı Enbiya idi. *Onun Derdi Ümmetiydi* Fahr-i Cihân Efendimiz'in en büyük düşüncesi, zayıf ve günahkar Ümmetinin, "çocukları ihtiyarlatan o kıyamet gününde ne yapacağı idi."İşte bu sebeple, o surelerdeki kıyamet tasvirleri onu derin düşüncelere sevketti; belini büktü; saçını ağarttı.
Ebû İsmâîl Mürre bin Şerâhil el-Hemdânî (v. 76/695), rivayetleri Kütüb-i Sitte'de bulunan güvenilir bir muhaddis tâbiî idi. Toprağa secde ede ede alnı aşınmıştı. Herkesi kendine hayran bırakan ibadeti, iyi halleri ve derin ilmi sebebiyle ona güzel Mürre anlamında "Mürretü't-tayyib" ve "Mürretü'l-hayr" derlerdi.
Tahlil yayınları
Ebû Abdillâh Amr ibni Mürre el-Murâdî (v. 116/734), rivâyetleri Kütüb-i Sitte'de bulunan Kûfeli güvenilir bir hadis hafızıydı; aynı zamanda zâhid bir âlimdi. Âmâ olduğu için onu mescide götüren talebesi ünlü muhaddis Şu'be bin Haccâc, hocasının derin bir huşû içinde namaz kıldığını söylerdi; onu görenlerin, ibadeti kabul edilene kadar Allah'ın huzûrundan ayrılmayacakmış duygusuna kapıldıklarını belirtirdi. Amr ibni Mürre, gençlik yıllarında yabancı bir kadına hayranlıkla bakmıştı; hayatı boyunca bunun ıstırabını çektiğini söylerdi; hattâ gözlerini kaybetmesinin bu günaha kefâret olmasını ümit ederdi.
Tahlil yayınları
Peygamber Efendimiz fetih günü, 10.000 kişilik ordusuyla muzaffer bir kumandan olarak Mekke’ye girdi. Kimsenin malına, canına dokunmadı. Karnını doyurmak için kimseden bir şey istemedi. 
Tahlil yayınları
Reklam
629 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.